ORTA BOY POPCORN'LA RÖPORTAJLAR 3 / THE READİNG LADY (ONUR BİRLER)

20:50 orta boy popcorn 3 Comments

Herkese selam yeniden! Aslında daha dün ikinci röportajı paylaştığım için, hemen arka arkaya olmasın istiyordum ama Onur Abla videonun hazır olduğunu söyleyince bekletmek istemedim. Ben de izlemek için sabırsızlanıyorum çünkü. :) Böylece haftada 3 röportaj planım da yerine gelmiş oldu. Eren ve dün yayınladığım Merve'nin röportajlarına da bakmayı unutmayın lütfen.

Onur Abla'yı sevmeyen yok sanırım. :) "The Reading Lady" blogunun şeker mi şeker sahibi. Çok içten, çok sıcakkanlı, çok yardımsever ve çok eğlenceli bir insan kesinlikle! Hem yazıları hem videoları ayrı güzel. Özellikle videolarında ben çok eğleniyorum. :) Geçtiğimiz İzmir Fuarı'nda çok kısa konuşabilmiştim ama bu yıl daha uzun sohbet etmek istiyorum. :) Bu etkinlik onsuz olmazdı gerçekten. Çok teşekkür ediyorum tekrar katıldığı için. Ve sizi onun harika videosu ile baş başa bırakıyorum. :) 



3 yorum:

ORTA BOY POPCORN'LA RÖPORTAJLAR-2 / KİTAB-I SEVDA (MERVE)

18:47 orta boy popcorn 0 Comments


Herkese merhaba! Aslında haftada 3 röportaj girerim diye düşünüyordum ama başka şeyler oldu, giremedim bir türlü. Hazırlama süreci de kolay diyemem. Pazar'dan beri kaç gün geçti. Artık bugün yayınlayayım dedim ikinciyi. 

İkinci konuğum da; kitap blogu olup da bilmeyenin olmadığı, hepimizin çok sevdiği, kızıl saçlarıyla bana Brave'i hatırlatan, ÜKG'nin biricik üyesi, gerçekten blogunun tasarımına ve donanımına hayran olduğum, tecrübeli diyebileceğimiz çok sevgili blogger Merve. Nam-ı diğer "Kitab-ı Sevda". Bu röportaj sayesinde onu da daha yakından tanıma fırsatı bulduğum için çok mutluyum, çok keyifli bir şey çıktı bence ortaya. Tekrar buradan da teşekkür ediyorum Merve'ye. Umarım, siz de okurken bizim gibi keyif alırsınız. Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum. Sonraki yazıda görüşmek üzere! :)

Öncelikle, röportaj teklifimi kabul ettiğin ve bu yazı dizisinde bulunduğun için teşekkürler! Senin gibi kitapla bloggerlarını takip eden herkesin bildiği ve bu işi uzun süredir hakkıyla yapan birinin bu dizide yer alması çok güzel.   Biraz fazla soru sordum ama çoğu kısacık cevaplı olduğu için, sorun olmaz gibi geldi. 

Sorulara geçmeden, bize biraz kendinden bahseder misin? Kimdir, nasıl biridir bu bloğun sahibi?

Ben de beni dahil ettiğin için çok teşekkür ederim. :D Kendimden nasıl bahsetsem bilemedim ama klasikleri sayayım hemen. İstanbul Üniversitesinde İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim, son sınıfla sınanıyorum. 22 yaşındayım. Gülmeyi seven, ağzının ayarı olmayan, içinden geldiği gibi davranmayı görev bilmiş biriyim. Adım da Merve. :P

Sorular:
1)            Klasik soruyla başlamazsam olmaz. Nereden esti bu blog açma fikri?
Sanırım her şey Goodreads’ın kapanılıp onca yazının boşa gideceği korkusu ile başladı. 
Romancekolik’in sahibi ile aynı anda açtık. Birbirimizi fişekledik desek yeridir.

2)            Hiç açtığına pişman olduğun ya da artık uğraşmak istemediğin için veya başka bir sebeple bırakma noktasına geldiğin oldu mu?KESİNLİKLE! Çok vakit çalan bir şey. Bazen diyorum at gitsin, yazana kadar 2 kitap okursun. Zira bir yazı yazıp çekilmiyorsun abi! Saatlerce kaç kişi girmiş, neler demiş takip etmekten insanın gözünde nur kalmıyor. Ama hiç pişman olmadım, bebeğim gibi.

3)            Blogunu ilk açtığında, bu işin bu kadar büyüyeceğini ve bu kadar okuyucun olacağını tahmin ediyor muydun?
Yok, hiç. Ben aslında hala büyük olduğunu düşünmüyorum çünkü kafama göre takılıyorum. Bugüne kadar kendim için yazdım; içimi dökmek için. Bu amacım, hedefim hala değişmedi. Araya ufak not; ben hala büyük olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar böyle deyince elim ayağıma dolanıyor.

4)            Blogun şu an istediğin noktada mı? Ve gelecek için düşündüğün bir şeyler var mı blogla ilgili?
Blogum olması gereken noktada. :D Ve bir planım yok. Dediğim gibi, kendim için yazıyorum. Vadesini doldurursa, bir anda keserim yazmayı.

5)            İlk ne zaman “Tamam, ben emeklerimin karşılığını almaya başladım. Okunuyorum.” Dedin?
Valla hitleri görmesem bugün de demem bunu. :D Bu konuda biraz şeyim, anladınız siz onu. :D Geçen yaz 2 ay boyunca her gün 3000 tık alınca blog, okunuyorum ben dedim. :D

6)            Bu soruyu da ben meraktan soruyorum.  Ne zaman ne yazacağına, hangi yazıyı yayınlayacağına nasıl karar veriyorsun? Ve yazıları depo mu ediyorsun önceden?
Valla plansız benim için en iyi kelime. Kitabı bitirince yazıyorum. %90 hemen yayınlarım ya da tur için bekletirim ya da canım o an yayınlamak istemez. Bazen aynı gün iki yazı yayınlamak istemediğim için, beklettiğim oluyor bir gün. Bazen de yazıyorum ama beğenmediğimde 2 ay sonra siliyorum. Düzensiz, karman çorman bir şey.

7)            Yeni blog açmaya karar verenlere verebileceğin tavsiyeler neler olurdu? Şimdi olsa böyle yapmazdım dediğin mesela.
Ben kitap bloggerı olduğum için, o yöne odaklanıyorum. Kitap güzel deyip bırakmasınlar. Nedeni de lazım. Bir de öyle abuk sabuk renkli bloglardan bir okur olarak nefret ediyorum. Okunacak bir şey olsun. Sadelik göz çıkarmaz. Açık renkleri tercih etsinler. Bir de font. Arial gibi düz bir şey lütfen!

8)            Neden Kitab-ı Sevda? Tahmin etmek zor değil ama bakalım tahminim doğru mu?
Ay adı sorma gitsin! :D Ad konusunda tamamen bir başarısızlık örneğiyim. Ortaya atılan bir şey o ve hatalı. Sevdanın Kitabı gibi bir şey oluyor. Sanırım en büyük pişmanlığım budur.
Biraz da kitap sorularına geçelim.

9)            Kitaplar ve okumak senin için ne anlam ifade ediyor?
Dünüm bugünüm ve yarınım. Okumak bir hobi değil. Bir amaç, bir yaşam biçimi, en önemli lüksüm. Kelimeler yeterli değil; gelemez.

10)         Nasıl okumaya başladın? Ufak masalları ya da ilkokul dönemi  hikayelerini değil tabi. Şu anki anlamdan bahsediyorum.  Örnek aldığın biri mi oldu ya da kim teşvik etti? Ve “İşte ben bu kitaptan sonra kitap kurdu oldum.” Dediğin bir kitap var mı?
Dayım her zaman okuyan biri oldu ama onunla okuduğum kitaplar şu ankilerden çok farklı. Vampir akımıyla buradayım. Anita Blake serisi de fişekledi, dil öğrenmeme sebep oldu. Sebebim o yani.

11)         Sence kitap okumak isteyen ama alışkanlığı olmayanlar veya sıkılanlar ne yapmalı? Nasıl bir şeyle başlamalılar?
Okumayacak adamı öldürsen okumaz. Bence kendi haline bırakmalı. Olmuyorsa olmaz. İnsanlar değişken, ben buradan illa şununla başla dersem daha da nefret eder. Okuyacaksa, D&R’a gidip tüm kitapları incelesin, ilgisini çekeni bulur ya da bulmaz. :D

12)         9.soruyu genel olarak ele alırsak, ülkemizde okur sayısının (ve her çeşit kitap okuma anlamında) artması için sence ne gibi şeyler yapılabilir? Başbakan olsan ne yapardın gibi bir soru oldu bu da ama neyse.
İnsanlar ekmek derdinde olduğu için, kitap gibi şeyler çok lüks önce gelir oranları bir düzelsin, bir olasılık dengelensin, belki insanlar kalan 3-5 kuruşunu kitaba yatırabilir. Aç yatarken kimse kitap düşünmez.

13)         Hayalindeki kitaplık?
Hayalimdeki kütüphane var. :D tavandan yere uzanan tüm duvarları kaplayan. Bir salon… bir ev belki.

14)         Başucu kitabın? Kitapların?
Çalıkuşu ve Guild Hunter serisi.

15)         Bir kitaptan çok etkilendiysen ve etkisinden çıkamıyorsan, çıkmak için ne yaparsın?
Hiçbir şey. Bırak sürsün. 50 kere okurum, o dünyayı hayal ederim. O kadar güzelse zaten neden çıkmak isteyeyim? :D

16)         Şahsen bana bazı karakterlerin gerçek olmadığını bilmek çok çok çok acı veriyor. Ciddi anlamda üzülüyorum yani.  Bu konuda yalnız mıyım? Sen bu durumda ne yapıyorsun?
Valla karakterleri hiç gerçek düşünmedim, öyle ikilemlere düşmüyorum. Acı çekmiyorum. Olsa nasıl olur dediğim olur ama gerçek nasıl olmazsın diye depresyona girdiğim gerçekten olmadı.

17)         En sevdiğin 3 yazar?
Nalini Singh, John Green ve Sherrilyn Kenyon.

18)         Harry Potter’da en sevdiğin 3 büyü? (Herkesin bildiğini varsayıyorum tabi.)
Patronus, Accio ve şu adını bilmediğim ışınlanma büyüsü. Tanrım, metrobüs. Trafik ve o büyü.

19)         En sevdiğin 3 Harry Potter karakteri?
Nevill, Hagrid ve Luna

20)         “En sevdiğin kitap?” gibi bir soru sormayacağım. Bu bizim gibi kitap bloggerları için eziyet.  Ama en sevdiklerini sayar mısın diyeyim abartmadan?
Abartmadan? Abartma nedir. :P
Guild Hunter serisi elbette.
Aynı Yıldızın Altında şüphesiz.
Sunshine – Robin McKinley.
Ay Günlükleri

21)         Okumaktan en keyif aldığın tür?
Paranormal, fantastik, bilim kurgu.

22)         Şu kitabı şu yazar yazsa keşke dediğin ya da nasıl olurdu dediğin kitaplar ve yazarlar var mı? Ateş Serisi’ni J.K.Rowling’in yazdığını düşünsene mesela.
Taş yerinde ağırdır diyorum. :D

23)         Bir blog tur sırasında en zorlandığın şey?
Tur çizelgesini hazırlamak. Ne derttir bilemezsin. Yaşamadıysan anlayamazsın. :D

24)         Kendine en yakın hissettiğin karakterler?
Her sevdiğim karakter. Hani bulmasam sevmem ama özellikle de bu diye parmakla gösteremem.

25)         Peki ya en sevdiğin 3 karakter desem? Kadın-erkek ayrı sayabilirsin.
Elena – Guild Hunter
Charley mezar serisi
Scarlet – Scarlet.

26)         Saçını başını yolmak istediğin, okurken sana cinnet geçirten karakterler?
Chicago Vampirleri serisinden lanet Ethan. Hani içimdeki nefreti, yıllar geçmesine rağmen, azaltacak bir noktaya gelemedim hala.

27)         Sonunu elinde olsa kesinlikle değiştirmek istediğin kitaplar var mı? Varsa, neler?
Uyumsuz yani. Gerçi sonunu değiştirsek de o kitap adam olmaz ya, neyse.

28)         Bir kitabı sana okutan en büyük etmen nedir?
Güçlü karakterler. Güzel kapak ve paranormal olması. 3’ü varsa, okurum.

29)         Yarım bıraktığın kitap var mı?
Çooook. Ömür her kitabı, özellikle sevmediklerimi, bitirmeye çalışmak için çoooooooooook kısa.

30)         Keşke içinde olsaydım dediğin kitaplar-dünyalar?
Guild Hunter. Arasıra düşlüyorum bile.

31)         Kitaplardaki erkek karakterlerini düşünerek “sana göre” mükemmel erkeği yarat desem, hangi karakterlerin hangi özelliklerini alırdın? 
Valla ben öyle alfa malfa tipli erkeğe gelemem. Yerini bilsin yani. Kavgacı olmayacak. Adam olacak. Aklını da kullanacak. Gelmiyor aklıma, senin geliyorsa beni de aydınlat lütfen. :D

32)         Şu ara çıkmasını en merakla beklediğin kitap?
John Green’in son kitabı. ♥♥♥

33)           En sevdiğin yayınevleri? 
Ya hangisini sevsek kazık atıyor. Yanıtlamıyorum. :D

34)         Kitap fuarları hakkında ne düşünüyorsun?
BAYILIYORUM. Çünkü en az bir kere ÜKG’nin büyük çoğunluğu ile buluşma fırsatım oluyor, kitaplar bile gölgede kalıyor. (Abartıyorum elbette :p) O atmosfer, insanlar, tanıdık yüzler. 8 günlük cennet.

35)         Sence bir distopya kitabında neler olmalı?
Güçlü bir kadın karakter, acımasız bir diktatör şart. :D

36)         Bir günde en fazla kaç sayfa okudun? Ne zaman baksam farklı bir şey okuyorsun, hem özeniyorum hem şaşırıyorum. Nedir bu işin sırrı?
Valla 1000 okumuştum bir defasında ama bu aralar 500 ortalama. Kitap güzelse, yemek falan hak getire. :D

37)         Harika bir blog turunuz var! Gerçekten büyük emek verildiği belli ve ben de severek takip ediyorum. Parti kurun size oy verelim tarzında takipçileriniz var, ben de dahil.  ÜKG nasıl ortaya çıktı peki? Neden Ütopik Kızlar?  Ve son dönemde blog turları iyice artmaya başladı. Bunlar hakkında ne düşünüyorsun? Sence iyi bir blog tur nasıl olmalı?
Hahhahah çok sağol. ÜKG kitap sevgisinden çıktı bence uzun uzun tarihe gerek yok, ama ararsanız nette mevcut. Neden Ütopik Kızlar? Çünkü normal değiliz, sıradan değiliz. Ad bizi yansıtsın istedik. Valla ben öyle şeylere pek takmıyorum. Artsın azalsın, pek de takip etmem.
Bence iyi olması için çeşit şart. Kitap gelsin diye yapılmamalı. Söyleyeceğim tek bu olur sanırım.
Kitaptan biraz uzaklaşıp, farklı konulara değinelim biraz da..

38)         Saçların çook güzel Merve, bayılıyorum.  Brave’deki kıza benzetiyorum hep. Boya mı? Ve ileride değiştirmeyi düşünür müsün?
Hahha ayy çok teşekkürler cicim. :P Ben de seviyorum. Boya ivet. Kesinlikle! Mor düşünüyorum. Kafama eserse yarın bile yaptırırım. Bakiciğiz.

39)         Uğurlu sayın?
Çok düşündüm ama yok yani. Uğurlu sayım yok benim. Acı… Utanç…

40)         İzlemekten en keyif aldığın film türü nedir ve favori filmlerin?
Fantastik. Yüzüklerin Efendisi. Yurttaş Kane ve Harry Potter.

41)         En beğendiğin yerli-yabancı oyuncular?
Jennifer Lawrence’a ölürüm. :D Nurgül Yeşilçay ise Türk favorilerimden. Asmalı Konak’la girdi, umarım uzun yıllar da çıkmaz.

42)         Yukarıdaki soruyu müzik olarak değiştirirsek, favori tür ve şarkıcıların?
Ben hafif seviyorum. Adele, James Morrison, Buika, Birdy… Uzaaar gider.

43)         Klasikler hakkındaki fikrin ne, sevdiklerin varsa neler?
Çalıkuşu mesela favorimdir. Ama klasikler ağır oluyor ya, her şeyde olduğu gibi normal dışına çıkacağım. Frankenstein, Yüzüklerin Efendisi'yle gelin bana!

44)         Blogunun tasarımı bir harika! Çok beğeniyorum, nasıl yaptın? Çok uğraşmış olmalısın.
Öf öldüm ya. Sıfır html bilen birisi 2 yıl uğraşıp beginner derecesinde öğrenince, bu çıkıyor. Ne sen sor daha ne ben anlatayım. Çok dertliyim. Teşekkür ederim bu arada!

45)         En sevdiğin yemekler? Yemek demedim bak, seçmek çok zor çünkü.
Yemek. Mmmm. En sevdiğim! Kitapları kim takar! Fast food çok severim ama son yılların favorisi tavuklu, kremalı, mantarlı fettuchini.

46)         Hangi takımlısın, izlediğin ve yaptığın bir spor dalı var mı?
Hepsine ben aslında yohum demek istiyorum. Yaptığım tek spor: Burgerını ne kadar hızlı yersin?

47)         Yaşadığın şehirden memnun musun? Fırsatın olsaydı hangi ülke ve şehirde yaşamak isterdin?
İstanbul… Mmm. Metrobüs’ü bilir mi siz? :D Yaşanmaz bu şehirde ama bu şehirsiz de olmaz. Doğup büyüdüğüm yer. Şöyle bir Amerika, Paris, Londra yapıp gene dükkanıma döneyim ben.

48)         Görmeyi en çok istediğin 5 yer?
İskoçya, Amerika, İngiltere ve peri bacaları.

49)         Bir karakterin yaptığı bir şeyden çok etkilenip, senin de yaptığın oldu mu?
Valla benimkiler hep büyücü, polis, dedektif falan. Katil damgası yemek istemiyorum. :D Ama elbette bir fikirden etkilenip, kendi hayatıma entegre etmek istediğim oldu.

50)         En sevdiğin renk?
Gece mavisi.

51)         Modayla aran nasıl? Giyinirken neye dikkat edersin?
Moda ne? Temiz ise tamamdır. :X

52)         Bu soru sadece kızlara yönelik : En sevdiğin ve olmazsa olmaz dediğin 3 makyaj malzemesi? Marka söylemek serbest! Önerilerinizi hepimiz duyalım.
Ruj, fondöten, kaş kalemi. Marka değil de kullanış, renk falan önemli.

53)         En sevdiğin çizgi filmler neler? Hala izler misin? Ben bayılırım!
Sailor Moon’u çok severim. Hani çizgi film sayılmaz ama Futurama’yı her allahın günü izliyorum.

54)         Bloguna en fazla ne kadar süre yazı girmedin? Yazacak konu bulamadığında ne yaparsın?
Sanırım 20 gün 1  ay. O da bu sene oldu.  Yazmaya niyetim varsa, konu yaratırım. Zor değil ama yazmak istemek önemli işte.

55)         Yurtdışına hiç çıktın mı? Çıktıysan, en beğendiğin yer neresi oldu?
Çıkmadımm. T_T

56)         Tanışma fırsatının olduğu 2 ünlü isim olsaydı bunlar kim olurdu? Yazar,sanatçı,oyuncu herkes dahil.
Jennifer Lawrence ve Stephen King.

57)         Kitap uyarlaması filmler sence nasıl? Hangilerini gerçekten beğendin?
Aynı Yıldızın Altında tutarlılık açısından favorim. Yüzüklerin Efendisi ise tüylerimi her seferinde diken diken ediyor.  Diğerlerinin çoğu defolup gidebilirler.

58)         “Keşke ben de bu kadar yetenekli olsaydım.” Dediğin bir yazar?
Tolkien. Hadi dünyayı yarattın, anladım. Lisanı nasıl yaratıyorsun be kardeşim!

59)           Bu soruyu sormadan röportajı bitiremezdim. ÜKG üyelerini bir kelime ile tarif edebilir misin bize?
Berke: Fandom
Büşra: Fırça
Ezgi: Sevimli
İlkim: Salla
Hanife: Cadoloz
Simay: Excuse my French

Şimdi sıra o mu bu mu sorularında.

Çay mı kahve mi?
Kahvee.

E-kitap mı normal baskı mı?
E-kitap.

Gün batımı mı gün doğumu mu?
Doğumu.

Komedi mi dram mı?
Komedi

Christian Grey mi Gideon Cross mu? ( Çok kazık oldu ya! Çok!)
Ya ikisi de değil. :D nöpee. Nöpeee.

Efsane mi Deha mı?
Deha diyorum okumadığım için. Çünkü ilkinden daha çok seveceğimden eminim.

Açlık Oyunları Serisi mi Uyumsuz Serisi mi?
Açlık Oyunları kesinlikle!

Tatlı mı tuzlu mu?                          
Tatlı!

Pegasus mu Yabancı Yayınları mı?
Pegasus çok zam yaptı. Moralimi bozuyor. Yabancı oldukça galip. Okura tutumu da süper bence.

Sıcak mı soğuk mu?
Sıcak.

İtalya mı Fransa mı?
İtalya.

Müzik dinleyerek okumak mı dinlemeden okumak mı?
Göreceli biraz ama dinlemeden diyelim.

Fantastik mi distopya mı?
Fantastik.

Marvel mi DC Comics mi?
Marvel.

Korku mu gerilim mi?
Gerilim! Tırnak kalmasın!

Warner mı Four mu? Gerçi biri iyi biri kötü gibi oldu ama
Warner!

Jared mi Patch mi?
Kim la bunlar? :D

Waffle mı pankek mi?
Waffle.

Tris mi Kattniss mi?
Katniss

Pilav mı makarna mı?
Pilav. Nom nom nom.

Anita Blake mi Lonca Avcısı mı?
Lonca Avcısı. Laurell’e çoook kızgınım.

J.Frost mu Marisa Meyer mi?
Marissa Meyer. Tatlı gülümseyen meleğim.

Melekler mi uzaylılar mı?
Melekler!

-Son olarak, bu aralar sorularına geldik.

Bu aralar, en çok ne dinliyorsun?
Bu aralar James Blunt. Konsere hazırlık. :D

Bu aralar, izlediğin bir film var mı? Varsa, kısaca yorumun?
John Wick’i izledim. Keanu’nun duruşu yetti ama çok aksiyon sahnesi boğdu. 10 üzerinden Keanu için 55 verdim. :D

Bu aralar, en çok hangi kitaplara tur yapmak istiyorsun?
Fangirl benim olsun, dünya alem umurumda değil.

Bu aralar, en çok neyden şikayetçisin?
Tek şeyden. Metrobüs kalabalığı. Yıllardır tek şikayet ettiğim şey.

Bu aralar en çok içtiğin içecek?
Kahve.

Bu aralar seni en çok ne mutlu ediyor?
Okumak ve arkadaşlarım. Onları görüp geyik yapmak dünyadaki en güzel şifa!

Son olarak, senin bloğunu neden takip etmeli sence insanlar? Seni diğerlerinden ayıran yön nedir? Ve söylemek istediğin ekstra bir şey var mı?
Açıkçası burada kendi pazarlamamı yapmak istemiyorum. :D Blogum belli, kendileri karar versinler.

Çok teşekkür ederim tüm cevaplar ve katıldığın için.

Ben de bu kadar vakit ayırdığın, emeklerin ve beni de katılmaya layık gördüğün için teşekkür ederim.

0 yorum:

Artık Facebook'ta da varım!

16:39 orta boy popcorn 4 Comments

Evet, doğru duydunuz. Blogu açalı yıl oldu ama Facebook sayfası almamıştım. Açıkçası, pek gerek görmemiştim. Biraz da korkmuştum ilgilenemem, öyle çürü gider diye. Ama deneyim kazandıkça, aslında faydalı olduğunu düşünmeye başladım. Sonuçta kişisel sayfalarımızda aile,arkadaş birçok kişi var ve her istediğimizi özgürce paylaşamıyoruz. Yani paylaşırım ama insanlar her dakika benim kitap-film paylaşımlarımı görmek zorunda değil diye düşünüyorum. Şu röportaj işine girişince, ekstra bir ihtiyaç hissettim. Kitap okuyanlarla oradan daha doğrudan bir iletişim kurulabiliyor ve haber, duyuru gibi şeyler için gerekli artık dedim. Daha önce hiç denemediğim için, bilgisizdim ama başardım. Bana yardımcı olan "Romancekolik" Hanife'ye buradan teşekkür ediyorum. :)

Kısacası; beni artık Facebook üzerinden de takip edebilirsiniz. Ben olsam ederdim. Çünkü, artık rahatça ve çok güzel paylaşımlar yapabilirim. Dilediğim kitap hakkında dilediğimi yazabilirim. En azından bir göz atın derim. :)

Facebook sayfama sağ taraftaki kutucuktan ulaşabilirsiniz. Merak edenler için; blog adımla aynı orada da ismim. 

Şimdilik benden bu kadar, kısacık bir bilgilendirme yazısı oldu bu da. :) Bu arada, röportajlar tam gaz devam edecek! Farklı sorular hazırlamak beklediğimden zormuş. Kişiler arttıkça, sorularım tükeniyor ama ortaya çok güzel şeyler çıkıyor. Beklemede kalın! Tatilde olanlara iyi tatiller, olmayanlara da keyifli günler! Görüşürüüüüz! :))

4 yorum:

MİM / Kitap Tag

17:36 orta boy popcorn 6 Comments


Yağmurlu bir günden hepinize merhaba! İzmir bugün sağanak yağışlı. Durmaksızın yağmur var ve birkaç gün böyle olacakmış. Tatilde olanlar için pek hoş değil tabi. Her neyse, güneş de elbet tekrar çıkacak. :) Tam sıcak çikolata ve film/dizi/kitap havaları bunlar! Değerini bilin! :)

Dün güzel bir mimde mimlendim. Pınar'a çok teşekkür ediyorum, mim yazılarını çok sevdiğimi biliyorsunuz artık. Basit bir mim, birkaç soru cevaplıyoruz. Hemen başlıyorum:

1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı?
Yok. Genelde yatağımda okurum ama bazen de koltukta okuyorum. Pek fark etmiyor.

2- Ayraç mı yoksa rastgele bir kağıt parçası mı?
Ayraç tabi ki. :) Ayraçlar çok daha estetik, hele de Yabancı Yayınları'nın ayraçları gibi muhteşem ayraçlar olursa! 

3- Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun? 
Aslında hiç "Şuraya geldiğimde bırakacağım." demem, akışına göre okurum ama tabi bölüm sonuna 1-2 sayfa kaldıysa bitiririm. Veya çok büyük bir olayı okuyorsam, bitmeden bırakmam tabi! Onun dışında illa bölüm sonuna geleyim diye bir düşüncem yok.

4- Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi? 
Aslında ikisi de değil. Okurken bazen kendimi o kadar kaptırıyorum ki, değil bir şey yemek kafamı kaldırmadan okuduğum oluyor. Ama zaman zaman arada bir şeyler içtiğim oluyor.

5- Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi?
Bir kere televizyon seyretmek imkansız benim için! Kesinlikle odaklanamam. Sessiz olmalı ortam. Müzik dinlemek de bu nedenle pek benlik değil ama bazen denemek amaçlı bir şeyler dinlediğim oluyor. Genelde hafif şarkılar seçiyorum, kitaba dalınca müziği duymuyor insan bir süre sonra. Ama çoğunlukla sadece kitaptaki dünya ve ben oluyoruz. :)

6- Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı?
Tek seferde bir kitap şüphesiz. Yani tamam bir kitabı okurken, çok merak ettiğim ve okumadığım kitaplarımı kurcaladığım oluyor ama ikisini bir okumuyorum. Karışır, tam alacağım hissi alamam o zaman. En güzeli sırayla okumak.

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin?
Evde okumayı tercih ederim çoğu kişi gibi. Sonuçta, evimde rahat kıyafetlerle istediğim şekilde ve fazla bölünmeden okuyabiliyorum. Dışarıda da bazen zaman geçsin diye okuyoruz tabi ama sesler bölüyor, bir şey çıkıyor, rahat oturamıyoruz falan derken sıkıntı oluyor. 

8- Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı?
Kafada yüksek sesler nasıl oluyor? :D Korktum bir an. :D Sessizce okunması diyorum. Ama bazen bazı yerleri anlayamazsam sesli okuyorum, sanki daha iyi anlaşılıyor. :D Veya çok beğendiğim sözleri tekrar tekrar okurken sesli okuyabiliyorum. 

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın?
Hiç sayfa atlamam. Cümle, kelime hiçbir şey atlamadan okurum tüm kitabı. Sıkılsam da sabrederim. Çünkü, atlayınca bir şeylerin mutlaka kaçacağını düşünüyorum. Eksik oluyor. Ama okumadan önce veya bazen okurken, okuduğum kısmı bırakıp meraktan diğer sayfalara baktığım oluyor. :D Sonunda, geri dönüyorum tabi. Sonra ben neden çabuk bitiremiyorum her kitabı?! :)

10- Ciltli kitap mı karton kitap mı?
Cilti kitabın yeri bambaşka tabi ki. Hem estetik hem verdiği his hem kalite bakımından daha iyi. Ama şu da bir gerçek ki, ülkemizde bir kitap ciltli olunca ekstra ekstra gereksiz yere pahalı yapılabiliyor. İki kitap fiyatına tek kitap alabiliyoruz. Bu da olumsuz bir durum tabi. Gerçekten güzel kitaplar ciltli olsun ama diğerleri olmasa da olur diyorum o yüzden. :)

11- Kitap yazıyor musun?
Hayır, no, nein, non. :) Diğer dillere girmeyeyim. :D Ama kim istemez ki? Şu ana kadar hiç öyle bir girişimim olmadı, çok fazla zahmetli bir iş ve ciddi zaman gerekiyor. Ama hep aklımdan geçen bir şey. Bazen "Ben de yazabilir miyim acaba? Nasıl olur?" falan diyorum, isterim yani şahsen. Tabi konu bulmak bile başlı başlına büyük bir olay. İleride değişik bir fikrim olursa düşünebilirim belki, hoş olur tabi. :)

Çok zevk alarak yaptığım bir mim oldu. Genelde kısa cevaplı sorular ama temel sorular olmuş, gerçekten kişileri yakından tanıtan bir mim. Pınar'a tekrar teşekkür ediyorum. Kaç kişiyi mimleyeceğimiz söylenmemiş, ben de kendimce ilk aklıma gelen 5 kişiyi mimliyorum:


Bu sefer daha farklı kişileri mimlemeye çalıştım. Kolay gelsin şimdiden! Tabi isteyen herkes yapabilir, artık bunu her mimde söylememe gerek yok. Yaparsanız, haber vermeyi unutmayın. Herkese keyifli okumalar! :)

6 yorum:

PGA & SAG 2014 KAZANANLAR

16:31 orta boy popcorn 0 Comments

Yeni bir yazı ile tekrar merhaba! :) En önce, röportaj videosu ve fikri ile ilgili harika geri dönüşler aldım. Bu yüzden, çok mutluyum ve hepinize teşekkür ederim. İzlemeyenler çok eğlenceli bir şey kaçırıyor bence, bir önceki yazıma göz atsınlar hemen. :) Sinema dünyasında işler artık iyice kızışıyor, yarış neredeyse şekillendi. Çoğu önemli ödül dağıtıldı, en önemlisi olan Oscar'a da az bir süre kaldı. Ben hala filmlerin çoğunu izleyemedim ama önümüzdeki günlerde arka arkaya izleyip, aradan çıkarmak istiyorum. Tahminlerimi de paylaşacağım tabi. Oscar için çok önemli veri olan iki ödül töreni daha yapıldı. PGA (Yapımcılar Birliği) ve SAG (Oyuncular Birliği) ekibi, farklı birkaç karara yer vermişler. Belki de "Boyhood"un çılgın uçuşu son bulur, ne dersiniz? "Birdman" atağa kalkmış gibi. Sonuçlar hakkındaki yorumları bekliyorum. Zaman yaratıp, filmleri kaçırmamaya çalışın bence. :) 

İşte kazananlar:

PGA 2014 KAZANANLARI:

FİLM Birdman
ANİMASYON The Lego Movie
BELGESEL Life Itself
TV (Long-Form) Fargo
BELGESEL – TV Cosmos: A Spacetime Odyssey
DİZİ (Drama) Breaking Bad
DİZİ (Komedi) Orange Is the New Black
YARIŞMA The Voice
EĞLENCE / TALK-SHOW The Tonight Show Starring Jimmy Fallon


SAG 2014 KAZANANLARI:

FİLM

Toplu Performans Birdman
Erkek Oyuncu Eddie Redmayne | The Theory of Everything
Kadın Oyuncu Julianne Moore | Still Alice
Yardımcı Erkek Oyuncu J.K. Simmons | Whiplash
Yardımcı Kadın Oyuncu Patricia Arquette | Boyhood
Dublör Performansı Unbroken

TV

Toplu Performans (Drama) Downton Abbey

Toplu Performans (Komedi) Orange Is the New Black

Erkek Oyuncu (Drama) Kevin Spacey | House of Cards
Kadın Oyuncu (Drama) Viola Davis | How to Get Away with Murder
Erkek Oyuncu (Komedi) William H. Macy | Shameless
Kadın Oyuncu (Komedi) Uzo Aduba | Orange Is the New Black
Erkek Oyuncu (Mini Dizi & TV Filmi) Mark Ruffalo | The Normal Heart
Kadın Oyuncu (Mini Dizi & TV Filmi) Frances McDormand | Olive Kitteridge
Dublör Performansı Game of Thrones


0 yorum:

ORTA BOY POPCORN'LA RÖPORTAJLAR 1-SAKLAMA KABI (EREN)

23:13 orta boy popcorn 10 Comments


Hepinize kocaman kocaman selamlaaar! Bu yazıyı yazarkenki heyecanımı görmenizi isterdim. Gerçekten çok heyecanlı ve sevinçliyim. Üniversite sınavında istediğim bölümü kazandığımdaki heyecanıma benzer bir şey hissediyorum, siz düşünün. :) Bugün yepyeni bir yazı dizisi başlatıyorum blogumda ve her şey daha çok taze.

Geçen gün, blogumla ilgili farklı bir şeyler yapmaya karar vermiştim. Emek verilince güzel her şey, malum. Ne yapsam derken, çoğu blogger'ın yazılarını severek takip etmemize rağmen haklarında (diğer sosyal mecralardan takip etmeyenler hariç) fazla bir şey bilmediğimizi fark ettim. Ben de bir röportaj dizisi hazırlamayı düşündüm.Ve gezdiğim çoğu blogda bu tarz bir şeye rastlamadım. Ama ilk değilim, bunu belirteyim. Daha önce yapılmış bu olay ancak içerik farklı tabi. :) Dediğim gibi, bu tarz yazıları fazla göremedim ve "Neden ben yapmayayım?" dedim. Benim de onlar hakkında merak ettiğim birçok şey var sonuçta. Hem tüm bloggerlar ortak bir etkinlik yapmış olacaktı, eğlenceli olur diye düşündüm ve başladım girişimlere. Bir kere, herkesin bu kadar çabuk ve olumlu yaklaşacağını düşünmezdim. Çok ama çok şaşırdım ve sevindim. Kitap bloggerları dayanışması bu olsa gerek! Gerçi ben sırf kitap bloggerlarıyla sınırlı kalmam belki, bakalım. Ama bu birlik beni çok mutlu etti. Hepsi çok tatlı insanlar zaten. :) Onayı alınca hemen sorulara giriştim tabi. İlk başta görseniz, beni bıraksanız 500 soru bulurum. O dereceydi. :D Neyse, zar zor biraz indirdim. Ama herkesin temel sorularının dışında, her bloggerın kişiliğine özel farklı sorular da sormaya çalıştım. Tabi gönül isterdi daha da değişik, belki daha eğlenceli şeyler de üretebileyim ama bu kadar çıktı. Çok da düşünüp, uzatmak istemedim süreyi. Hemen paylaşmak istedim bu fikrimi. :)

Neyse, ben yine çok uzatmaya başladım. :D Kısacası, bundan sonra belirli aralıklarla blogumda "ORTABOYPOPCORN'LA RÖPORTAJLAR" yazı dizisinin yazılarını göreceksiniz. Özellikle video çeken arkadaşların, bunları video olarak cevaplamak istemesi beni havalara uçurdu! Bunu tahmin etmemiştim ve aşırı sevindim, o mimikleri görmek ayrı güzel. :) Yazıları her gün paylaşmayacağım ama arayı çok da açmam. :) Çok güzel şeyler okuyup, izleyeceksiniz önümüzdeki dönemde bu blogda kısacası. Eğer sizde okuduğunuz bloggerları daha yakından tanımak istiyorsanız, takipte kalın! Tabi, duyurursanız ayrıca çok mutlu olurum. :) Belki bu soruları siz de merak ediyorsunuzdur. Ayrıca, çok da eğlenceli olacağına inanıyorum. Geri dönüşler harika!

Ve ilk konuğum da; tabi ki severek takip ettiğim Saklama Kabı'nın sahibi Eren oldu. Gerçekten ben onun yazılarını okumayı, özellikle de videolarını izlemeyi çok seviyorum. Keşke her gün yayınlasa video. Sabırsızlıkla bekliyorum yeni videoları. Kahkahalarla izliyorum, bir kere çok içten. Çok samimi ve bu size de geçiyor izlerken. Doğallık böyle bir şey. :) Eren'e tekrar buradan, çok ama çok teşekkür ederim. Herkesin severek takip ettiği, çok harika kişiler katıldı etkinliğe. İsimleri söylemiyorum ama takipte kalın, bomba gibi yazılar geliyor bence. :) Bu yazı dizisinin açılışı da seninle oldu ve çok güzel oldu. Sizi daha da bekletmeden, videoyu paylaşıyorum.



İşte karşınızda yazı dizisinin ilk konuğu Eren ve cevapları:


10 yorum:

Pazar Dinlemesi

15:39 orta boy popcorn 2 Comments

Biraz geç kalsam da, akşam olmadan paylaşabiliyorum. Tatil de başladığı için, eğlenceli bir şarkı seçmek istedim. Bu şarkıyı duyup da dans etmek istemeyen, yüzü gülmeyen yoktur herhalde. Eski de olsa her zaman aynı zevkle dinlediğim bir şarkı. Bu arada, siz de bana şarkı önerin lütfen! Yeni isimler keşfederim belki böylece. Herkese keyifli dinlemeler! Ve size çok güzel haberlerim var çok yakında, beklemede kalın! :)


Not: Bir önceki istek&tavsiye yazıma lütfen göz atmayı unutmayın! Daha ağırlık vermemi istediğiniz, bu blogda görmek istediğiniz şeyleri yazın. Fikirleri çok önemsiyorum ve önerilere açığım. Yazı veya tema&görüntü hakkında tüm düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. :)

2 yorum: