Kocan Kadar Konuş / Film Yorumu

14:06 orta boy popcorn 4 Comments

Hepinize tekrar merhaba. Film vizyona gireli baya oldu ama ben ancak 10 gün önce izleyebildim. Yorumu da daha yeni yapabiliyorum. Aslında uzun uzun yorumlanacak bir film değil ama yine de kitabın ve geçirdiğim güzel vaktin hatrına birkaç bir şey söylemek istiyorum. Kitabın film yapılacağını duyduğumda güzel bir film olabilir demiştim ama bir yandan da çok kısa olduğu için kitap, kaç dk olur nasıl olur acaba diye de düşünmüştüm. Normalde daha kısa olabilirdi film ama birkaç kitapta olmayan sahne eklenmiş. Bu sahneler de kitaba aykırı olmamış ve filmin bütünlüğünü bozmamış kesinlikle. Neyse, yoruma geçiyorum.

Konuyu tekrar etmeme gerek yok sanıyorum ama kitabı okumayanlar için şöyle özetleyeyim; Efsun adlı bir kızımız var. Kendisini yaşadığı aile içinde ve toplumda "ayrık otu" gibi hissetmekte. 30 yaşına gelmiş ancak hala evlenmemiş, çevresindeki çoğu kiş ise arka arkaya evleniyor. İşte tam bu süreçte; ailesinin de baskısına dayanamayan ve kendinden şüphelenmeye başlayan Efsun, kişiliğini değiştirmeye ve olmadığı biri gibi davranmaya başlıyor. Bu sırada da karşısına, ilk ve tek aşkı Sinan çıkmasın mı? Olacakları tahmin edersiniz. :) Kitapta ne varsa, filmde de hemen hemen o var. Değiştirilmemesine sevindim, malum çoğu adaptasyonun en büyük sorunu oluyor bu.
Filmin en güçlü yönü, kesinlikle oyuncu kadrosu. "Bu kadro zor toplanır." denecek cinsten! Ezgi Mola'dan gayet iyi bir Efsun olmuş. Oyunculuğunu da beğendiğim biri zaten, o duygu geçişlerini çok güzel yansıtmış. Hele o meyhanedeki halleri kesinlikle favorim. :) Ayrı bir sempati katmış karaktere. Sinan rolündeki Murat Yıldırım da iyi bir iş çıkarmış. Açıkçası, başta onu biraz yadırgadım. Hep daha "ağır" karakterlerle izleyince, ilk önce bağdaştıramadım. Ezgi ile olmuş mu olmamış mı karar veremedim ama film ilerledikçe gayet yakıştırdım. İyi bir ikili olmuşlar. Murat Yıldırım'ı çok azıcık ama çook azıcık kasıntı buldum bu rolde ama göze çok batmıyor kesinlikle. Diğer isimleri tek tek saymaya gerek yok zaten. Nevra Serezli, Ebru Cündübeyoğlu, Eda Ece.. herkes role gayet uymuş ve çok güzel bir iş çıkarmış. Kişisel favorim ise, her zaman olduğu gibi Ebru Cündübeyoğlu tabi. Kadına aşığım zaten ve tam kendine göre bir rol bulmuş. :)
Çok eğlenceli, bol bol kahkaha atacağınız bir film yapmışlar. Efsun'un yorumlarını ekranda sesli duymak daha da güzel olmuş. Genel olarak akıcı, sıkmayan bir film. Ancak; yalan söylemeyeceğim, bazı yerleri biraz zorlama ve abatılı buldum. Tabi kitapta da böyle düşünmüştüm, kitabı aktardıkları için yapımcılara bir lafım yok ama yumuşatılabilirmiş belki. Yani tamam bu evlenme olayı gerçek bir olay ama "bu derece" abartıldığı kadar evlenmezsen öldün tarzı bir durum olduğunu sanmıyorum. Ne bileyim, filmdeki birçok sahne gerçek hayatta pek görülmeyecek şeyler ama adı üstünde "film" tabi.
Efsun'un hayalleri çok güzeldi. Filmin mekanları da çok güzel olmuş. 

Filmde en sevdiğim yerlerden biri de, "Model" şarkılarının olduğu kısımlar oldu. İki şarkıya da bayıldım ama Efsun'un resimlere baktığı sırada çalan şarkı favorim oldu. O sahne filmin en beğendiğim kısımlarından biri bu arada. Ezgi Mola, duyguyu çok güzel geçirmiş izleyiciye ve siz de kendi hayatınızı düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Biraz garipsediğim bir durum da şu oldu: Kitabın temel taşlarından Sabahattin Ali'nin isminin geçmemesi. Ama bu konuda olumsuz bir yorum yapamam. Çünkü, sanırım istenmiş ama olmamış. Diyecek pek bir şey yok yani. Muhammet Uzuner Efsun'un arkadaşı rolüne cuk oturmuş ayrıca. :) Özellikle o ses tonu!

İyi ki uzun bir yorum olmayacak dedim. Yine coşmuşum. :) Sonuç olarak; keyifle izlenen ve güzel zaman geçirten, "bizden" bir şeyler gösteren tatlı bir film ortaya çıkmış. Şahsen bayılmadım, bazı yerlerde "Bu kadar da olmaz ki!" dedim, daha farklı birkaç şey olabilirmiş diye düşündüm ama yine de sevdim ve zevk alarak izledim. İzlemezseniz çok şey kaybetmezsiniz ama canınız sıkkınsa, izleyerek anında modunuzu yükseltirsiniz. :) Çerezlik, izle eğlen filmi kısacası. Tavsiye ederim yani.
Kitabın devamı çıktığına göre, önümüzdeki sene filmin de devamını izleriz bence. O film bundan daha güzel olabilir diye düşünüyorum, kitabı okumadım tabi henüz. 

Son olarak; kitaba yaptığım yorumu okumak isteyenler şuraya tıklayabilir. Yine kısa tutamadım pek yorumu, okuduysanız çok teşekkürler. İzleyenler lütfen yorum bıraksın, siz ne düşündünüz? Sevmeyen yoktur herhalde ama benim gibi düşünüp, bayılmayan var mı? İstediğiniz her şeyi yazabilirsiniz, geciken yorum için tekrar özür dilerim. Herkese keyifli okumalar! :)

Puanım: 3.5/5

4 yorum:

ORTA BOY POPCORN'LA RÖPORTAJLAR 15 / ROMANTİK OPTİK (BEYZA)

18:08 orta boy popcorn 7 Comments

Merhaba! Bu röportaj yazıları iyice rayından çıktı, sınavlardan bloga hiç giremeyince röportaj da doğru düzgün ekleyemedim tabi. 1-2 ay içinde bitireyim dediğim seri, bu gidişle seneyi bulacak ama neyse artık. Böyle yavaş yavaş da güzel oluyor ama umarım sizi çok bekletmiyorumdur. Bir de, röportaj yazılarına pek yorum gelmiyor. Açıkçası biraz üzülüyorum bu duruma. Lütfen fikirlerinizi belirtin ki diğerlerinde onlara dikkat edelim. :) Neyse, yine çok konuştum. Bu kez, "Romantik Optik" adlı çok tatlı bir blogu olan sevgili Beyza var sırada. Teklifimi kabul edip kısa sürede yolladı cevapları, tekrar çok teşekkür ediyorum ona. Keyifle okudum ben cevaplarını. Umarım, siz de seversiniz. Sonraki yazıda görüşürüz! :)
Öncelikle, röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkürler.  Çok sevindim senin de dahil olmana bu etkinliğe. Sorular az değil ama çoğunun cevabı kısacık.
Sorulara geçmeden, bize biraz kendinden bahseder misin? Kimdir, nasıl biridir bu blogger?

Öncelikle ben teşekkür ederim beni de bu etkinliğe dahil ettiğin için :). Hmm.. Kimim ben? Bu sene üniversiteye başlayan bir mühendis adayıyım. İstanbulda yaşıyorum. Kitap alışverişleri kadar kıyafet alışverişide yapan hayatından ojeyi ve kahveyi asla eksik etmeyen çevrem tarafından uçuk olarak tabir edilen, ( annemin tabiriyle bir sır küpü) biriyim.

Sorular:

1) Klasik soruyla başlıyorum, nereden geldi bu blog açma fikri?
İnsanın etrafında kitap okuyan arkadaşı olmayınca okuduklarını tartışma , anlatma ihtiyacı hissediyor. Diğer bloglara sürekli yorum atarak onlarla konuşmaktan sıkıldığımı farkettim ve neden ben de açıp içimi fikirlerimi sunmayayım ki dedim ve açtım.

2) Hiç açtığına pişman olduğun ya da artık uğraşmak istemediğin için veya başka bir sebeple bırakma noktasına geldiğin oldu mu?
Asla. Beni depresyondan kurtaran ve başka noktalara gelmemi sağlayan yeni arkadaş edinmemi teşvik eden böyle güzel bir uğraşı nasıl bırakmak isterim ki?

3) Blogunu ilk açtığında, bu kadar okunacağını tahmin ediyor muydun? Veya soruyu değiştirirsek, bu kadar büyümeseydi bu iş bırakır mıydın yazmayı?
Açıkcası hep aynı cevap olacak ama etmiyordum. Hatta bir ara kendi kendime takılıyorum ama olsun en azından kimseye anlatamadığım kitapları yazıp kaydediyorum dedim. Sonra tıklanma sayılarım arttı ve yorumlar alınca "arkadaş okunuyorum yaa" dedim.

4) Neden Romantik Optik? Gerçekten çok orijinal bir isim, bulanı tebrik ederim!
Ahahah... Çok teşekkür ederim. Gözlerim iyice görmemeye başlayınca gözlük aldım ve o sıralar aşk romanları ile kafayı bulmuştum. Sonra birden gözlüğüm ağzımda adı ne olmalı diye düşünürken Romantik Optik ortaya çıktı :D <3

5) Blogunun tasarımına aşık oldum, yeni teman harika oldu bence! Kendin mi hallettin tamamen? Pembiş pembiş süper olmuş bence! Of şu tema-tasarım işlerinden bir ben mi anlamıyorum ya!
Ahhh... O ilk halini hatırladım sen böyle sorunca. Sonra blogumun geçirdiği evrimle normal bir blog haline getirdim. Aslında öyle idare edip 1. yıl dönümümde yeni tasarımı yapıcaktım ama kadınların saçını kestirmesi gibi bir an geldi ve değiştirmenin vakti geldi dedim Ruh İkizim dediğim Kitapların Senfonisinden yardım istedim. Seçim benim düzenleme onun <3 Yani Asena Yalnız değilsin canım lkjkljkjkl :D

6) Blog turlar hakkında ne düşünüyorsun? Daha fazla olmalı mı sence? Sen de KCY’desin. Bu grup nasıl kuruldu, sen nasıl dahil oldun?
Açıkcası blog turlarını seviyorum. Merak ettiğim yeni kitapları tanıtmakta üstlerine yok. İyi ve kötü yanlarını söylüyorlar bende ona göre alışveriş listemi hazırlıyorum. Benim bu olaya dahil olmam aslında çok komik. Yazın tatildeyken Melis Kitaplar Diyarı bana ulaşmak için elinden geleni yapmış, atmadığı mesaj kalmamış. Bende bir gün bir bakayım blog ne alemde dedim ve " Lütfen ses ver ,  yaşıyor musun ? , ümidi kaybediyorum " gibi mesajları görünce ilk olarak baya güldüm sonra kendimi turda buldum.

7) KCY üyelerini bize bir kelime ile anlat desem?
Melis Kitaplar Diyarında - KCY'nin biriciği
Kitapların Senfonisi - Ruh İkizim
İki Kapak Arası - ZEKSİ ( zeki ve seksi :D )
Kitap Dedikodusu - Sessiz Meleğim

8) Sence bir blog tur sırasında, en kolay ve en zor aşamalar neler? Uzaktan çok eğlenceli gözüküyor ama aslında baya ciddi bir iş.
Gerçekten ciddi bir iş. Aslında turdan tura aşamalar değişiyor. Bazen çok talep olan kitabın alınması en zor aşama bazen ise turun mükemmel bir şekilde hazırlanması.. Tur haftasından önceki bir kaç gün gerçekten stresli  , heyecanlı ve zor oluyor.Görevi zor olan arkadaşımıza yardım ediyoruz. Takipçilerimizi memnun etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama birbirimize o kadar ısındık ki eksiklerimizi tamamlıyor ve eğlenmesini beceriyoruz.

9) Bloga ne zaman ne yazacağını nasıl belirliyorsun? Yazacak konun yoksa mesela?
Eğer o gün çok etkileyici bir film izlediysem onu yorumluyorum ya da bitirdiğim kitabımın yorumunu giriyorum. Bazen ikisini de yapamayınca ve blogum boş kalınca eğlenceli etkinliklerle blogumu hareketlendiriyorum.

10) Bloguna girdiğimizde, en altta “Harlequin Blogger” imgesi var. Bilmeyenler için, nedir bu Harlequin olayı?
Harlequin romantizmin fazla olduğu ve daha çok bayanlara hitap eden romanlardır. Açıkcası romantizm ve sıcak kitaplar seviyorsan bir kaçına göz at derim.

11) Şöyle de bir soru sorayım. Blogunun ilk zamanlarını hatırlıyorsundur. Şimdi ilk yazılarını okuyunca, ben bunları nasıl yazmışım böyle diyor musun?
Şu an kahakaha attım. Ayy demez olur muyum? Acaba silsem mi bile diyorum ama sonra vaz geçiyorum. Çünkü bu benim kendimi nasıl geliştirdiğimin bir göstergesi. Belki seneye şimdiki yazdıklarımı beğenmeyeceğim. Sonuçta insan yazdıkça ve okudukça kelime hazinesi ve yazma dilini geliştiryor.

Biraz da kitaplarla ilgili sorulara geçelim.

12) Nasıl bu seviyede okumaya başladın? Örnek aldığın biri mi oldu ya da kim teşvik etti? Ve “İşte ben bu kitaptan sonra kitap kurdu oldum.” Dediğin bir kitap var mı?
Aslında ilk okuldan beri okuyorum ama annemin zoruyla. Küçükken klasiklerle başlamak çok zordu benim için. Annem yanına oturtup beni çoğu kitabı okumamı sağladı. Ama asıl kitap kurdu oldum dememi sağlayan kitap Dublin Caddesi idi. Benim ilk göz ağrım , biricik kitabım.

13) Sence kitap okumak isteyen ama alışkanlığı olmayanlar veya sıkılanlar ne yapmalı? Nasıl bir şeyle başlamalılar?
Öncelikle nasıl bir insan olduklarını bilmeliler. Mesela kitap okumaya alıştırdığım arkadaşımın yetişkin kitaplarına ilgisi olduğunu farkettik. Yani bütün türlerden en iyi birer kitapı alıp okumalarını ve kendilerine en yakın olan türü seçip başlamalarını öneriyorum.

14) 9.soruyu genel olarak ele alırsak, ülkemizde okur sayısının (ve her çeşit kitap okuma anlamında) artması için sence ne gibi şeyler yapılabilir? Başbakan olsan ne yapardın gibi bir soru da olsa herkese soruyorum.
İş Bankası'nın bir reklamı vardı. "Siz çocuklar yeter ki okuyun biz çıt çıkarmayız" sloganı ve karne hediyesi kitap ile başlattıkları bu etkinliklerin arttırılmasını sağlardım. Nasıl haydi çocuklar yatağa gibi bir reklam varsa buna benzer bir kamu spotu vs gibi şeylerle kitapları iyice ailelere ve çocukların gözüne sokmamız gerektiğini düşünüyorum.

15) Hayalindeki kitaplık?
Yatağımın kenarlarının kitaplık olmasını istiyorum. Böylece kitaplarımla uyuyorum diyebilirim.

16) Başucu kitabın? Kitapların?
Dublin Caddesi
Fırsatçı
Bir Sır Saklı İçimde

17) En sevdiğin 3 yazar?
Karen Moning
Tarryn Fisher
Colleen Hover

18) En sevdiğin türler? “Asla okumam.” Dediğin bir tür var mı?
Şimdilik Kişisel Gelişim okumam. Ve adımdan da anlaşıldığı gibi romantik ve historical. Geçen seneye kadar cinayet romanlarına bayılırdım ama :D

19) Keşke daha çok okuyabilsem dediğin bir tür var mı peki?
Historical. Keşke daha çok olsa daha fazla okusam

20) Harry Potter’da en sevdiğin 3 büyü?
Ascendio , Accio ve Zihnefendet

21) Peki ya en sevdiğin 3 HP karakteri?
3H- Hermione , Hagrid , Harry

22) “En sevdiğin kitap?” gibi bir soru sormayacağım. Bu bizim gibi için çok zor. Ama en sevdiklerini sayar mısın bize?
Ayy evet çok zor ama ilk beş tanesini söyleyebilirim.
Dublin Caddesi
Gölge Ateşi
Fırsatçı
Ayaklı Bela
Meleklerin Kanı
Sır ( Julie Garwood)

23) Şu kitabı şu yazar yazsa keşke dediğin ya da nasıl olurdu dediğin kitaplar ve yazarlar var mı? Ateş Serisi’ni J.K.Rowling’in yazmış olması mesela.
Valla hiç düşünmedim.

24) Kendine en yakın hissettiğin karakterler?
Jocelyn Butler( Dublin Caddesi) , Judith Hampton( Sır) , Mac Kayla Lane ( Ateş Serisi)

25) Peki ya en sevdiğin 3 karakter desem? Kadın-erkek ayrı sayabilirsin.
Kadın -  Elena Deveraux ( Meleklerin Kanı ) , Sophia ( ruhun ateşi ) , Eva ( Crossfire )
Erkek - Jericho Barrons ( Ateş Serisi ) , Travis Maddox ( Tatlı Bela ) , Braden ( Dublin Caddesi )

26) Okuduğun kitaplara göre, mükemmel erkeği yarat desem hangi karakterlerin hangi özelliklerini alırdın? Bu sorumu çoook seviyorum.
Vaaoooovv. Çok iyi. Pekala bir önceki sorumda da belirttiğim karakterlerimin üçünün birleşimini isterdim. Travis'in dövüşçü halini , Braden'ın eğlenceli ve espirili karakterini ve Barrons'un seksi gizliliğinin birleşimini bir düşünsenize. Tanrım sana geliyorum sanırım...

27) Saçını başını yolmak istediğin, okurken sana cinnet geçirten karakterler?
Anastasia Steele. Tanrım o nasıl bir kız. Nefret ediyorum o mal kızdan.
Leah Smith. Ağzını yüzünü dağıtmak istiyordum ama serinin sonunda Olivia benim için küçük bir tokat attı ve bana yetti.
Juliette. Warner'a o kadar çok çektirdi ki gözüme görünmesin. Pislik kız.

28) Sonunu elinde olsa kesinlikle değiştirmek istediğin kitaplar var mı? Varsa, neler?
Off sürekli Fırsatçı diyorum ama onun sonu yüzünden kendime gelemediğim oldu. O yüzden bu kitabın sonunu kendim yazmak istiyorum. :D
Aynı yıldızın altında. Ben öyle bir son kabul etmiyorum arkadaş.

29) Bir kitabı sana okutan en büyük etmen nedir?
Kapağı ve konusu. Kapağı kötü olan kitaplardan nefret ediyorum.

30) Yarım bıraktığın kitap var mı?
Çook. Örnek kinyas ve kayra. Güzel ama uyuşamadık.

31) Keşke içinde olsaydım dediğin kitaplar-dünyalar?
Ateş serisi. Okuduğum zamanlar rüyamda bile gördüm. Barrons ve ben savaşıyoruz falan. Ayhh hatırladım da nasıl mutlu oldum.. :D

32) Şu ara çıkmasını en merakla beklediğin kitap?
Lonca Avcı Serisi ikinci kitapı. Artemis KAMONNN [ Biz bu röportajı yayınlayana dek, serinin yayım haklarını Yabancı aldı! ]

33) En sevdiğin yayınevleri? 
Yabancı. Bayılıyorum.

34) Kitap fuarları hakkında ne düşünüyorsun?  Kaçırmamaya çalışıyor musun?
Ahh yaramı deştin şu an. Pekala şimdiye kadar hepsine gittim ama asıl bu sene gitmem gerekirken üniversite yüzünden gidemedim. İsyanlardayımmmm. Kitap fuarları CEN-NET.

35) Klasiklerle aran nasıl? Okur musun yoksa pek yanaşmayanlardan mısın?
Klasikler... Onlar inanılmaz kitaplar. Annemle kavga ettiğimi hatırlıyorum okumamak için ama şimdi düşününce hepsi mükemmel kitaplarmış. Özellikle Suç ve ceza ile Sefiller.Çoğunu okudum ama okumadıklarımı yavaş yavaş bitirmeyi planlıyorum.

36) Çok güzel bir soru buldum! Hayatın bir kitap olsaydı, türü ve adı ne olurdu sence?
Gerçekten çok güzel soru.. Hmm.. Historical olurdu sanırım. Ama 1300'lü yıllarda İskoçya da olmalıydım. Ve adıı daa.... Sadece Benimsin... ( onun olmalıyım değil mi? :D )

37) Yerli yazarları nasıl buluyorsun? En sevdiklerin kimler? Artık oldukça fazla seçenek var.
Açıkcası yerli yazar fobimi aştım.
FMA hayranıyım. Seviyorum o adamı ve kitaplarını.

38) Seni ağlatan kitaplar?
Fırsatçı ( Yine Yeni Yeniden :D ) Ruhun Ateşi.. Ahh Sophie ne çektin beee

Kitaptan biraz uzaklaşıp, farklı konulara değinelim biraz da..

39) İzlemekten en keyif aldığın film türü nedir ve favori filmlerin?
Fantastik ve savaş filmleri
V for Vandette , Leon ve Forrest Gump

40) En beğendiğin yerli-yabancı oyuncular?
Jennifer Lawrence ve  Robert Downey Jr.

41) Favori müzik türü ve şarkıcıların peki?
Rock , pop Rock
One Republic , İmagine Dragons ve A. Monkeys

42) En sevdiğin yemekler? Yemek demedim bak, seçmek çok zor çünkü.
Dikkatimi çekti zaten çoğul kullanman :D Arnavut ciğeri , fırında balık veee mantııı

43) Hangi takımlısın, takip ettiğin ve yaptığın bir spor dalı var mı?
Vaaov. Fanatik GS 'li ye denk geldin söyleyim. Maçlarını sık sık takip ederim. Basket ve Futbolda. Aslında sürekli Formula 1 'i sıkılmadan takip ediyorum ama yaptığım bir spor dalı yok.

44) Fırsatın olsaydı hangi ülke ve şehirde yaşamak isterdin?
İskoçya Edinburgh :(

45) Gitmeyi en çok istediğin 5 yer?
İskoçya , Las Vegas , Londra , Tayland , Rio

46) Moda senin için ne ifade ediyor? Giydiklerini neye göre seçersin?
Moda bence güzel giyinmek. O senenin en çok giyilen kıyafetini asla almam. Uyuz olurum. Giydiklerimi ise bedenime hangisi yakışırsa :D

47) Bunu kızlara sormazsak olmaz tabi. Başta ben merak ediyorum.  En sevdiğin 3 makyaj malzemesi nedir? Marka söylemek serbest bu arada!
:D Ojelerim , pudram ve likitim :D Max factor favorim

48) Süper bir soru daha! Bir Disney karakteri olsan, hangisi olurdun?
Ahahahh. Çok tatlı bir soru. Miki Fare. Ayy bir ara saçlarımı yandan iki topuz yapıyordum.

49) En sevdiğin çizgi filmler neler?
Sünger BOB , bugs bunny , şirinler

50) Yurtdışına hiç çıktın mı? Çıktıysan, en beğendiğin yer neresi oldu?
HAYIRRR.

51) Tanışma fırsatının olduğu 3 ünlü isim olsaydı bunlar kim olurdu? Yazar,sanatçı,oyuncu herkes dahil.
Türk ise Cem Yılmaz , Tolga Çevik ve Ahmet Hakan

52) Sohbet etmek istediğin 2 tarihi kişilik?
Atatürk ve Gandhi

53) Yabancı dizi önerilerin? Sıkı takipçilerdensin sen de bildiğim kadarıyla.
Elbette. Yabancı dizi izlenmez mi? :D GOT , Vikings ve Arrow. KAMONN izleyin.. Aaa çok eskiden de One Tree Hill'i izlemiştim. Güzel gençlik dizisiydi.

54) En çok nerede-ne zaman-nasıl kitap okumayı seviyorsun?
Odamda yatağımda okumayı çok seviyorum ve orada okuyorum :D

55) Animelerle aran nasıl? İzler misin?
Nope. Tiplemeler sinirlerimi bozuyor. Küçüklükten kalma bir korku diyelim.

56) Bir de şunu sorayım. Güzel sorular geldi aklıma bugün.  Keşke hiç bitmese, ölene dek okusam dediğin seriler var mı?
Bayıldım zaten sorulara :D . Ateş serisi derdim ama serinin devamı geliyor. Hmm düşündüm de hepsi tadında bitirdi aslında. Uzayınca cılkı çıkıyor sonra :D

Geçiyorum “O mu bu mu?” sorularına.

Çay mı kahve mi?
Kahve.
Fantastik mi new adult mı?
New Adult
Müzik dinleyerek okumak mı dinlemeden okumak mı?
Müzik dinleyerek
GO! Kitap mı Pegasus mu?
Pegasus.
Christian Grey mi Barros mu? ( Bu soruyu sorarken içim kan ağlıyor! )
Pekala iltifatımı geri alıyorum. Hiç güzel sorular değil. :( Barrons diyorum. Sorry Grey.
Anita mı Kat mi?
İkiside değil desem.
Warner mı Braden mı?
Neden bana bunu yapıyorsun. Gerçekten çok zor amaa Braden diyorum.
Gideon Cross mu Wallbanger’dan Simon mu?
Cross tabi kiiii
350 sayfa kitap mı 550 sayfa kitap mı?
550
Bilezik mi yüzük mü?
yüzük
Romantik mi realist mi?
Romantik.
Hayat sence zor mu yoksa aslında basit ama biz mi zorlaştırıyoruz?
ZORRR
Clayton mu Jason mu? (Soru gibi soru!)
Hoppalaaa... Hmm.. Clayton diyorum. Kıskanç erkeğim benim.
İngiltere mi İskoçya mı?
İSKOÇYA
Melekler mi vampirler mi?
Melekler
Arrow mu Vikings mi?
Vikings
Saatlerce ayakta beklemek mi saatlerce gürültü çekmek mi?
Ayakta beklemek. Başım ses götürmüyor da :D
Waffle mı pankek mi?
Pankekkkkk
Mantı mı İskender mi? (OF OF!)
Ohaaa ama yaaa. Pekala cossss reklamından sonra İSKENDER
Sıcak mı soğuk mu?
Soğuk
Belle mi Rapunzel mi?
Rapunzel
Dışarıya karşı güçlü görünmek ve hep mutlu rolü yapmak mı yoksa olduğun gibi olmak mı?
Dışarıya Güçlü Görünmek

Şimdi de, bu aralar sorularına geldik.

Bu aralar, en çok neye kızıyorsun?
Babama.
Bu aralar, en sık kimleri dinliyorsun?
İmagine Dragons
Bu aralar, izlediğin bir film var mı? Varsa, kısaca yorumun?
Forrest Gump'ı yeni izledim ve mükemmelll. Uzun ama izlenmesi gereken bir film.
Bu aralar, ne okuyorsun? Yorumun?
Paranoya.. Hmm iyi gidiyor
Bu aralar, hangi kitap karakterinin gerçek olmasını istiyorsun?
Grey'in. Kırmızı Acı Odasına merakım arttı da :D
Bu aralar, hayattan ne bekliyorsun?
Tatilin bitmemesi desem?
Bu aralar, pişman olduğun bir şey var mı?
Yeappp. Okulumu uzak seçmem.
Bu aralar, en çok neye/kime gülüyorsun?
Arkadaşımla Grey ile ilgili konuşmalarımıza. Telefonumu nasıl saklayacağımı şaşırdım.
Bu aralar, en çok tükettiğin içecek?
Her zaman ki gibi Kahve.

Son olarak, senin bloğunu neden takip etmeli sence insanlar? Seni diğerlerinden ayıran yön nedir? Ve söylemek istediğin ekstra bir şey var mı?
Bu soru biraz hassas gibi. Yani bilmiyorum. Beğeniyorlarsa etmelerini tabi ki isterim. Özellikle tarzlarımız ve fikirlerime güveniyorlarsa. Ama buna onlar karar vermeli :D
O kadar keyif aldım ki cevaplarken.Beni bu etkinliğe davet ettiğin için çok teşekkür ediyorum..

7 yorum:

İZMİR KİTAP FUARI 2015

17:31 orta boy popcorn 4 Comments

Hepinize uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar! Vize dönemi hiç yazı giremedim neredeyse, sonrasında da birkaç gündür dinlenme ile geçti. Kuzenlerim bizdeydi, onlarla olunca da yazamadım. Sonuç olarak, buradayım yine. Tabi finallere kadar. :) Gecikmiş fuar yazısını daha da geçmeden yazıyorum. Bazı şeyleri unutmak istemiyorum çünkü. Öyle çok uzatmayacağım, merak etmeyin. :)

Bu yıl benim için çok çok güzel geçti fuar. Yine sadece iki kez gidebildim ama ikisinde de çok yorulsam da çok eğlendim. Hep tanışmak istediğim kişilerle tanıştım, imza aldım, AŞIRI derecede kitap aldım, bizim gibi kitap hastalarıyla konuştum. Yılın en güzel dönemlerinden biri kesinlikle. :) İlk gidişimde daha erken gittiğim için, fazla kalabalığa denk gelmedim ama ikinci gidişimde tam bir izdiham vardı diyebilirim. Son günler diye belki de, insanları ezmemek için uğraşıyorsunuz. Bir de yanımda annem vardı ve hızlı olmam gerekiyordu, halimi siz düşünün! Yani; oradan oraya deli gibi koşturan bir kız gördüyseniz, o benimdir. :)

Kısa kısa gördüklerimden bahsedeyim. Her sene olduğu gibi, çok güzel bir katılım vardı. Çocuklar, aileler, büyükler, hatta yaşlılar herkes gelmiş. İzmir Fuarı'nın yeri diğerlerini göremesem de ayrı bence. Yerinin değişmemesi de güzel oldu benim için. Ben telaştan 1-2 yayınevine uğramayı unuttum malesef ama çoğuna gittim. Genel olarak satış yapan kişiler sıcakkanlı ve ilgiliydi ancak birkaç yayınevinde çalışanlar gerçekten soğuktu. Mesela, Artemis! Tamamen ver parayı-al kitabı mantığındalar. İlk gidişimde Cinder&Scarlet'e kalmadı demişlerdi ayrıca. Kitap fuarında kitabın kalmadığını da duymuş oldum yani! :) GO!, Yabancı, Pegasus, Ephesus, Arkadya, İthaki çalışanları ise gayet yardımcıydı. Yabancı demişken, Tuğçe Abla ile sonunda tanışabildim! Çok mutlu oldum, kısa da olsa konuşabildik. Çok tatlı biri. :) Onur Abla ile zaten iki gidişimde de sohbet ettim, aşırı yoğunlardı o yüzden fazla kalamadım. Ama kesinlikle çok yardımcı oldu ve çook sevindim orada olmasına. İndirimlerden bahsedeyim biraz da. Açıkçası yine pek umduğumu buldum diyemem. Evet; Arkadya, GO!, Nemesis, Pena gibi yayınevleri gerçekten çok güzel indirimler yapmıştı. Hele GO! ciddi anlamda favorim olma yolunda ilerliyor. Ama en çok kitap aldığım Pegasus, Ephesus, Yabancı, Dex gibi yayınevleri klasik indirimden öteye gidememişler. Dex zaten baya gözümden düştü. Hem çalışanları soğuktu hem indirim azdı hem de kitap kaliteleri ciddi anlamda düştü nedense. Yalnız şunu gördüm. Pegasus o kadar zama ve eleştiriye rağmen, önü en kalabalık yayıneviydi. İnsanlar kapış kapış kitap alıyordu, yani anladım ki alan alıyor arkadaşlar. Tabi keşke bu böyle olmasa..

Birkaç tane fuarda ilk kez görücüye çıkan kitap vardı, kaptım hemen. :) Ephesus artık her kitabını ciltli çıkarıyor neredeyse. Çoğu öyleydi, çok hoş bir görüntü tabi ama eksileri de yok değil. Fazlaca imza günü vardı ve fuarla ilgili tek içimde kalan nokta bu oldu. Malesef bir tek Burcu Büyükyıldız'dan imza alabildim. Asude, Merve Akıncı, Ayşe Kulin vs.. de vardı ancak aşırı bir sıra vardı. Ne yalan söyleyeyim, bekleyemedim. Belki hızlı ilerlerdi ama gözüm almadı. :) Seneye artık.. Ama Burcu Abla ile tanıştığıma çok sevindim, çok tatlı biri. Gerçekten gördüğümüz gibi. Ve kesinlikle çok çok güzel! O ayrı salonda değildi, bu yüzden rahatça alabildim imzamı. İlk kitabını da çekilişten imzalı kazanmıştım, tüm kitaplarını imzalatıyorum yani. :)

Neler aldığımı paylaşayım hemen. Tek tek yoruma gerek yok zaten. Çoğu merakla beklediğim kitaplar. Rüzgara Üfleyen Çocuklar ve Freud'un Kız Kardeşi gibi fuar esnasında ısrarlar sonucu aldığım kitaplar da var. Veya Direniş, Avcı gibi serileri tamamladığım kitaplar da. Kızıl Yükseliş'i ilk aldığımda beni görmeliydiniz. :) Nasıl sevindim anlatamam. Gözlerindeki Canavar, Trendeki Kız, Dört, Marslı Bir Günah Gibi, Karmakarışık, Telepati, Eksik Parça, Sonsuza Kadar, Tatlı Tehlike. Aldığıma en sevindiğim kitaplar oldu sanırım. Çok mutlu ayrıldım fuardan ve kendi rekorumu kırdım! 40'ı aşkın kitap aldım, ötesi var mı? Resmen kendimi kaybettim ya, battım. Kuruşum kalmadı! Mutluyum evet ama bunları koyacak yer arıyorum o günden beri. Yer yok, okul notlarımı da atamıyorum. Yatak altına atacağım yakında. :D Neyse, iyice uzatmaya başladım yazıyı. İşte aldıklarım:



Umarım yazıdan keyif alırsınız. Sizin bu kitaplar içinde okuduklarınız varsa, yorumları bekliyorum. Okumadıysanız da yorum bırakın. Siz kısaca yorum bırakın yani. :) Hepimiz için rahat rahat kitap okuyabileceğimiz günler olsun, herkese iyi haftalar! :)

4 yorum: