GRAMMY 2014

15:59 orta boy popcorn 0 Comments

Evet, müzik dünyasının en prestijli ödül töreni olan "Grammy Ödül Töreni" , geçtiğimiz gün düzenlendi ve ödüller sahiplerine kavuştu. Tatilde olduğum için, törenin büyük kısmını canlı izledim. Açıkçası, geçtiğimiz senelerdeki eğlence ve heyecanı bulamadım ama yine de güzel bir törendi. Zaten törende sahne alan isimler, en baş izleme sebebi! Gerçekten, birbirinden iyi isimler performans sergiledi. Ben en çok; Daft Punk, Imagine Dragons&Kendrick Lamar, Madonna&Ryan Lewis/Macklemore ve de Pink'in gösterilerini beğendim. Özellikle Pink, bu "show" işini en iyi yapanlardan biri kesinlikle ve yıllardır çizgisini bozmadan ilerliyor! En beğenmediğim performansı sergileyen isim ise: Lorde. Aslında sevdiğim bir isim, takdir ediyorum bu yaştaki bu başarısını. Royals'a da bayılıyorum ama o çıktığında ses sisteminde mi bir sorun oldu nedir, şarkının başlarında sesini alamadık. Bir de, tamam kızın tarzı bu ama yani tam bir "keş" gibi gözükmüyor mu sahnede? :) Bilemiyorum, Grammy sonuçta. Daha iyi provalı, farklı bir şey olabilirdi. Sesi de pek iyi değildi o gece.

Kırmızı Halı'yı izlemedim bu kez. Ama beklediğimiz birçok isim yoktu. Rihanna, Justin Timberlake, Lady Gaga benim gözlerimin aradığı üç isimdi özellikle. Bu üçü olmadan bir müzik ödülü gecesi düşünemiyorum. Justin'in ödül almasına rağmen gelmemesine şaşırdım. Lady Gaga ve Rihanna da Kırmızı Halı'yı yıkar dediğim iki isimdi ama yoklardı. Keza, Katy Perry de yoktu nedense.. Kırmızı Halı'yı izlemedim ama daha sonra birkaç kişinin kıyafetlerine baktım tabi. Madonna, en beğendiğim isim oldu diyebilirim. Törene oğluyla gelmiş ve Ralph Lauren takım elbisesi içinde çok maskülen ama çok iyi gözüküyordu bence. Çok şık olmuştu. Beyonce da, kıyafetini en çok beğendiğim ikinci isim oldu. Uzun tül gibi duran elbisesi, farklı ve çok hoştu. Beyonce'a da çok yakışmış tabi. :) Bir de, Taylor Swift'in elbisesine bayıldım! Tam bir ödül töreni elbisesi ve çok şık! Bu kızın tarzını ve özellikle Kırmızı Halı stilini, gerçekten beğeniyorum.
Bu üç ismi, sizlerle de paylaşıyorum. Bu arada, Taylor Swift'in ikinci resimdeki kıyafetinin (performans sırasında giydiği) ve Beyonce'nin kıyafetinin arkaları açık. :)




Ödülleri de kısaca yorumlayacağım ama önce kazananlara bir bakalım:

YILIN ALBÜMÜ: "Random Access Memories" — Daft Punk
 
YILIN KAYDI: "Get Lucky" — Daft Punk & Pharrell Williams
 
YILIN ŞARKISI: "Royals" — Lorde
 
EN İYİ COUNTRY ALBÜMÜ: "Same Trailer Different Park" Kacey Musgraves
 
EN İYİ POP ALBÜMÜ: "Unorthodox Jukebox" Bruno Mars
 
EN İYİ RAP ORTAK ÇALIŞMA: "Holy Grail" — Jay Z Featuring Justin Timberlake
 
EN İYİ POP SOLO PERFORMANSI: "Royals" — Lorde
 
EN İYİ ROCK ŞARKISI: "Cut Me Some Slack" Dave Grohl, Paul McCartney, Krist Novoselic & Pat Smear, songwriters (Paul McCartney, Dave Grohl, Krist Novoselic, Pat Smear)
 
EN İYİ POP DÜET/GRUP PERFORMANS: "Get Lucky" — Daft Punk & Pharrell Williams
 
EN İYİ YENİ ŞARKICI: Macklemore & Ryan Lewis
 
Yılın Prodüktörü: Pharrell Williams
 
En İyi Dans/Elektronik Albümü: "Random Access Memories," Daft Punk
 
RAP
 
En İyi Rap Performansı: "Thrift Shop," Macklemore & Ryan Lewis featuring Wanz
En iyi Rap Şarkı: "Thrift Shop," Macklemore & Ryan Lewis featuring Wanz
En İyi Rap Albümü: "The Heist," Macklemore & Ryan Lewis
 
R&B
 
En İyi R&B Performansı:  "Something," Snarky Puppy with Lalah Hathaway
En İyi Geleneksel R&B Performansı:  "Please Come Home," Gary Clark Jr.
En İyi R&B Şarkı: "Pusher Love Girl," James Fauntleroy, Jerome Harmon, Timothy Mosley and Justin Timberlake
En İyi R&B Albüm: "Girl on Fire," Alicia Keys
En İyi Çağdaş Albüm:  "Unapologetic," Rihanna
 
ROCK
 
En İyi Rock Performansı: "Radioactive," Imagine Dragons
En İyi Rock Albümü: "Celebration Day," Led Zeppelin
En İyi Hard rock/Metal Performansı: "God is Dead," Black Sabbath
En İyi Alternatif Müzik Albümü: "Modern Vampires of the City," Vampire Weekend

Ödüller genel olarak iyi dağıtılmış. Herkese pay verelim demişler. Ama şaşırdıklarım da oldu. Mesela, Lorde'un iki değil de bir ödül alacağını düşünüyordum. Sanırım, genç birini cesaretlendirelim dediler. Daft Punk geceye damga vurdu tam anlamıyla. Hem robot halleriyle hem de aldıkları ödüllerle! Hak ettiler de tabi! Imagine Dragons'u çok sevdiğim için, bir ödül daha almasını isterdim. Bunun dışında, Justin Timberlake'in de kesinlikle daha fazla ödül alacağına inanıyorum. Bence biraz haksızlık yapıldı ona. Adma yıla damga vurmayı bırak, yıktı geçti yani. Son yılların en iyi iki albümünü çıkardı belki de. Taylor Swift'in Country dalında ödül alamaması da şaşırttı. Ödül alamadığı bir tören de gördük. :) Ama genel olarak, ödüller haklı olarak dağıtıldı diye düşünüyorum.

Siz ödülleri nasıl buldunuz? "Çok haksızlık yapıldı." dediğiniz bir durum var mı? Ya da "Bu da bu ödülü alır mı?!" dediğiniz bir durum varsa, yorum yapın lütfen. Bu yazıyı da noktaladım. :) Bugün, uzun süredir yazamadığım ve biriken birkaç şeyi çıkarmak istiyorum aradan. Yazıların devamı gelecek yani! :) Bu arada; neredeyse herkes tatilde sanırım. Benim okulum bu hafta açıldı ama ilk hafta ekiyorum. :) Herkesin tatili çok mutlu geçsin! :)

Son olarak, lütfen blogun sol üst köşesindeki ankete oy vermeyi unutmayın. Blogun son hali hakkındaki görüşleriniz, benim için çok önemli!

0 yorum:

DGA Ödülleri 2013

14:05 orta boy popcorn 0 Comments

Arkadaşlar; tekrar herkesten bu kadar süredir burayı boşladığım için özür diliyorum. Babaannem rahatsız olduğu için, hiç zaman ayıramadım bu ara bloga. Kafam yerinde değil pek. Telafi edebilirim umarım. :)

Geçtiğimiz haftalarda açıklanan ama paylaşamadığım "DGA (Yönetmenler Birliği) Ödülleri"ni paylaşıyorum uzatmadan. :) "Akademi Ödülleri" gittikçe yaklaşırken, birçok önemli ödül dağıtıldı. Hepimiz artık daha net tahminlerde bulunabiliriz. Buyrunuz kazananlar:

FİLM: Alfonso Cuaron | Gravity
BELGESEL:
 Jehane Noujaim | The Square
DİZİ – DRAMA: Vince Gilligan | Breaking Bad – “Felina”
DİZİ – KOMEDİ: Beth McCarthy-Miller | 30 Rock – “Hogcock!/Last Lunch”
REALITY: Brian Smith | Master Chef – “Episode #305″
MİNİ DİZİ / TV FİLMİ: Steven Soderbergh | Behind the Candelabra
VARIETY / TALK SHOW: Glenn Weiss | The 67th Annual Tony Awards
REALITY: Neil P. DeGroot | 72 Hours – “The Lost Coast”
ÇOCUK PROGRAMI: Amy Schatz | An Apology to Elephants
REKLAM: Martin de Thurah | Epoch Films The Man Who Couldn’t Slow Down, Hennessy VS – Droga5; Human Race, Acura MDX 2014 – Mullen

0 yorum:

PGA (Yapımcılar Birliği) Ödülleri ’13

18:43 orta boy popcorn 0 Comments

Tatil dönemimde çok şey yazacaktım. Öyle umuyordum. Ama, her şey istediğimiz gibi olmuyormuş. "Hayat; siz plan yaparken, başınıza gelenlerdir." demişler ya, gerçekten çok çok doğru ve güzel bir söz. Bu aralar bir akrabamın hastalığı sebebiyle, pek burayla ilgilenemedim. Keyfim de pek yok zaten. Dışarı çıkıyorum kafamı dağıtmak için ama bir yere kadar.. Neyse. Aksatmamın sebebi budur yani. :) PGA Ödülleri açıklanalı birkaç günü geçiyor ama ancak yazabiliyorum, malum sebepten. "Gravity" ve "12 Years a Slave" arasında paylaştırmışlar En İyi Film ödülünü. Oylama, berabere çıkmış ve bu bir ilk! Oscar yarışı iyice kızıştı diye düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde DGA (Yönetmenler Birliği) de ödüllerini dağıtacak. O zaman daha da net konuşabiliriz belki. İşte kazananlar:

FİLM: Gravity ve 12 Years a Slave
ANİMASYON: Frozen
BELGESEL: We Steal Secrets: The Story of WikiLeaks
DİZİ (Drama): Breaking Bad
DİZİ (Komedi): Modern Family
MİNİ DİZİ/TV FİLMİ: Behind the Candelabra
BELGESEL (TV): Anthony Bourdain: Parts Unknown
YARIŞMA: The Voice
EĞLENCE & TALK-SHOW: The Colbert Report
SPOR: Sports Center
ÇOCUK PROGRAMI: Sesame Street
DİJİTAL DİZİ: Wired: What’s Inside

0 yorum:

SAG ÖDÜLLERİ

21:43 orta boy popcorn 0 Comments

Oyuncular Birliği de, dün gece yapılan törenle ödüllerini dağıttı. Fazla şaşırtıcı bir sonuç yok. Zaten, "Oyuncular Birliği" üst üste verdiği klasikleşen kararlarıyla biliniyor. Belki Jennifer Lawrence yerine Lupita'nın ödülü alması, farklı gelebilir. Mathew McConaughey ödülü kaptı yine. Oscar'da Leo'nun şansı artar umarım böylece. Bu gece de PGA (Yapımcılar Birliği) dağıtılacak ve yarın paylaşacağım. Buyurun biz önce SAG kazananlarına bakalım:

FİLM

TOPLU PERFORMANS: American Hustle
ERKEK OYUNCU: Matthew McConaughey | Dallas Buyers Club
KADIN OYUNCU: Cate Blanchett | Blue Jasmine
YARDIMCI ERKEK OYUNCU: Jared Leto | Dallas Buyers Club
YARDIMCI KADIN OYUNCU: Lupita Nyong’o | 12 Years a Slave
DUBLÖR PERFORMANSI: Lone Survivor

TV

TOPLU PERFORMANS (Drama): Breaking Bad
TOPLU PERFORMANS (Komedi): Modern Family
ERKEK OYUNCU (Drama): Bryan Cranston | Breaking Bad
KADIN OYUNCU (Drama): Maggie Smith | Downton Abbey
ERKEK OYUNCU (Komedi): Ty Burrell | Modern Family
KADIN OYUNCU (Komedi): Julia Louis-Dreyfus | Veep
ERKEK OYUNCU (Mini Dizi/TV Filmi): Michael Douglas | Behind the Candelabra
KADIN OYUNCU (Mini Dizi/TV Filmi) Helen Mirren | Phil Spector
DUBLÖR PERFORMANSI: Game of Thrones

0 yorum:

2014 Critics’ Choice Ödülleri & Birkaç Kırmızı Halı Görünümü

13:12 orta boy popcorn 0 Comments

Bir önemli törenin daha ödülleri dağıtıldı. Ben ancak yazabiliyorum. Çok farklı bir sonuç yok. Buyrunuz:

FİLM: 12 Years a Slave
YÖNETMEN: Alfonso Cuaron | Gravity
ERKEK OYUNCU: Matthew McConaughey | Dallas Buyers Club
KADIN OYUNCU: Cate Blanchett | Blue Jasmine
YARDIMCI ERKEK OYUNCU: Jared Leto | Dallas Buyers Club
YARDIMCI KADIN OYUNCU: Lupita Nyong’o | 12 Years a Slave
ÖZGÜN SENARYO: Her | Spike Jonze
UYARLAMA SENARYO: 12 Years a Slave | John Ridley
GENÇ OYUNCU: Adele Exarchopoulos | Blue Is the Warmest Color
TOPLU PERFORMANS: American Hustle
KOMEDİ: American Hustle
ERKEK OYUNCU (KOMEDİ): Leonardo DiCaprio | The Wolf of Wall Street
KADIN OYUNCU (KOMEDİ): Amy Adams | American Hustle
KURGU: Gravity | Alfonso Cuaron ve Mark Sanger
GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ: Gravity | Emmanuel Lubezki
SANAT YÖNETİMİ: The Great Gatsby | Catherine Martin ve Beverly Dunn
KOSTÜM TASARIMI: The Great Gatsby | Catherine Martin
MÜZİK: Gravity | Steven Price
ŞARKI: “Let It Go” | Frozen
MAKYAJ & SAÇ TASARIMI: American Hustle
GÖRSEL EFEKT: Gravity
YABANCI FİLM: Blue Is the Warmest Color
ANİMASYON: Frozen
BELGESEL: 20 Feet from Stardom
AKSİYON: Lone Survivor
BİLİMKURGU/KORKU: Gravity
ERKEK OYUNCU (AKSİYON): Mark Wahlberg | Lone Survivor
KADIN OYUNCU (AKSİYON): Sandra Bullock | Gravity
JOEL SIEGEL ÖDÜLÜ: Forest Whitaker
GENIUS ÖDÜLÜ: Julie Delpy, Ethan Hawke ve Richard Linklater


Gravity 7, American Hustle 4 ve 12 Years a Slave  de 3 ödül kazandı gecede. Bu üç film, yılın en ödüllü üç filmi olacak gibi gözüküyor. American Hustle'ın abartılıp abartılmadığına, izleyince karar vereceğim. Canlı izlemedim töreni ama sıkıcı bir gece olduğu söyleniyor. Leo'nun aldığı bütün ödüllere de ayrı ayrı çok seviniyorum. :) Her'in de es geçilmemesi güzel. Frozen'ı ise, izlemek için sabırsızlanıyorum bu hafta. :)

Son olarak, bütün "Red Carpet" görüntülerini paylaşmayacağım. Çok zor ve uzun yazılar. Ama, birkaç çok hoşuma giden kişiyi eklemek istiyorum. Amy Adams, "Roland Mouret" elbisesi içinde çok çok hoş gözüküyor. Elbiseye ve rengine bayıldım! Saçları da doğal. Çok zarif bir görünümü var! Bu yıl ödülleri toplayacağını bilerek, çok şık geliyor sanki. :) Cate Blanchett da "Lanvin" elbisesinin içinde kusursuz! Bu kadına zaten ne yazsam az, biliyorsunuz. :) Kemer detayına ve rujuna bayıldım. Kadın, asalet kelimesinin canlı örneği resmen! Julia Roberts'ın "Juan Carlos Obando" kıyafetininAltın Küre'den daha şık olduğunu düşünüyorum. Üst kısmı fazla şişmiş gibi geldi bana ama yine de hoş gözüküyor.  Sandra Bullock'a ise; "Kadın, senin aklın neredeydi daha önce?" demek istiyorum. :) Bir Altın Küre kıyafetine bakın, bir de buna! Lanvin elbisesi çok zarif ve güzel bence. Özellikle rengi çok yakışmış. Doğal görünümüyle, Altın Küre'den kat kat güzel gözüküyor. Lupita Nyong'o da, bu yılın Kırmızı Halı'da en iyi giyinen isimlerinden biri. Kendine neyin yakışacağını biliyor. Calvin Klein elbisesi gayet güzel. Ten rengiyle de, siyah ve beyazın uyumunu yakalamış. :) Jessica Chastain'i çok severim. Ve Kırmızı Halı görünümlerine hep bayılırım genelde. Yine gayet şık gözüküyor. Nina Ricci elbisesinin özellikle rengini çok sevdim, ten rengine de çok uymuş. Ama üst kısmındaki detayları çok beğenmedim.. Yani farklı bir model olabilirmiş. Ayrıca, Chastain'in saçlarını da böyle toplu görmeye pek alışık değiliz. :) Yine de, gayet zarif ve güzel gözüküyor. Zaten kadının kendisi yeter. :)









Kırmızı Halı'ya da değinmiş oldum böylece. En çok kimi beğendiniz bu isimler içinden? Veya benim atladığım ama sizin çok hoşunuza giden biri olduysa, yorum olarak ekleyin lütfen. Bunun dışında, sizce ödüller nasıl? Genel olarak, şu ana kadarki seçimler hakkında ne düşünüyorsunuz? Önümüzdeki günlerde; SAG gibi başka ödüller de dağıtılacak. Paylaşacağım elbette. Hepinize çok güzel bir haftasonu dilerim, bolca dinlenin ve eğlenin! Okullar da yavaş yavaş tatile giriyor, benim tatilim sonuna yaklaşıyor ama uzatmaya kararlıyım. :) Keyifli okumalar herkese! :)

0 yorum:

2014 OSCAR ADAYLARI

19:20 orta boy popcorn 0 Comments

Bu yıl 86.sı düzenlenecek olan "Akademi Ödülleri"nin adayları, bugün öğle saatlerinde açıklandı. Thor'un yıldızı Chris Hemsworth'un sunduğu açıklama töreni, çok kısa sürdü. Hızlandırılmış bir şekilde adayları açıkladılar ve bitti. Genel olarak, beklenen seçimlerdi. Birkaç ciddi şaşırdığımız şey olsa da, çok büyük bir sürpriz olmadı diye düşünüyorum. Tabi, çok sevindiğim ve çok üzüldüğüm bazı adaylar var yine. Ama, yorumlarımdan önce bir adaylara bakalım:

EN İYİ FİLM

  • American Hustle | Charles Roven, Richard Suckle, Megan Ellison ve Jonathan Gordon
  • Captain Phillips | Scott Rudin, Dana Brunetti ve Michael De Luca
  • Dallas Buyers Club | Robbie Brenner ve Rachel Winter
  • Gravity | Alfonso Cuaron ve David Heyman
  • Her | Megan Ellison, Spike Jonze ve Vincent Landay
  • Nebraska | Albert Berger ve Ron Yerxa
  • Philomena | Gabrielle Tana, Steve Coogan ve Tracey Seaward
  • 12 Years a Slave | Brad Pitt, Dede Gardner, Jeremy Kleiner, Steve McQueen ve Anthony Katagas
  • The Wolf of Wall Street | Adaylar daha sonra açıklanacak.

EN İYİ YÖNETMEN

  • Alfonso Cuaron | Gravity
  • Steve McQueen | 12 Years a Slave
  • Alexander Payne | Nebraska
  • David O. Russell | American Hustle
  • Martin Scorsese | The Wolf of Wall Street

EN İYİ ERKEK OYUNCU

  • Christian Bale | American Hustle
  • Bruce Dern | Nebraska
  • Leonardo DiCaprio | The Wolf of Wall Street
  • Chiwetel Ejiofor | 12 Years a Slave
  • Matthew McConaughey | Dallas Buyers Club

EN İYİ KADIN OYUNCU

  • Amy Adams | American Hustle
  • Cate Blanchett | Blue Jasmine
  • Sandra Bullock | Gravity
  • Judi Dench | Philomena
  • Meryl Streep | August: Osage County

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU

  • Barkhad Abdi | Captain Phillips
  • Bradley Cooper | American Hustle
  • Michael Fassbender | 12 Years a Slave
  • Jonah Hill | The Wolf of Wall Street
  • Jared Leto | Dallas Buyers Club

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU

  • Sally Hawkins | Blue Jasmine
  • Jennifer Lawrence | American Hustle
  • Lupita Nyong’o | 12 Years a Slave
  • Julia Roberts | August: Osage County
  • June Squibb | Nebraska

EN İYİ ÖZGÜN SENARYO

  • American Hustle | David O. Russell ve Eric Warren Singer
  • Blue Jasmine | Woody Allen
  • Dallas Buyers Club | Craig Borten ve Melisa Wallack
  • Her | Spike Jonze
  • Nebraska | Bob Nelson

EN İYİ UYARLAMA SENARYO

  • Before Midnight | Julie Delpy, Ethan Hawke ve Richard Linklater
  • Captain Phillips | Billy Ray
  • Philomena | Steve Coogan ve John Pope
  • 12 Years a Slave | John Ridley
  • The Wolf of Wall Street | Terence Winter

EN İYİ KURGU

  • American Hustle | Jay Cassidy ve Crispin Struthers
  • Captain Phillips | Christopher Rouse
  • Dallas Buyers Club | John Mac McMurphy ve Martin Pensa
  • Gravity | Alfonso Cuaron ve Mark Sanger
  • 12 Years a Slave | Joe Walker

EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ

  • The Grandmaster | Philippe Le Sourd
  • Gravity | Emmanuel Lubezki
  • Inside Llewyn Davis | Bruno Delbonnel
  • Nebraska | Phedon Papamichael
  • Prisoners | Roger Deakins

EN İYİ PRODÜKSİYON TASARIMI

  • American Hustle | Judy Becker (prodüksiyon tasarımı) ve Heather Loeffler (set tasarımı)
  • Gravity | Andy Nicholson (prodüksiyon tasarımı) ve Rosie Goodwin (set tasarımı)
  • The Great Gatsby | Catherine Martin (prodüksiyon tasarımı) ve Beverly Dunn (set tasarımı)
  • Her | K.K. Barrett (prodüksiyon tasarımı) ve Gene Serdana (set tasarımı)
  • 12 Years a Slave | Adam Stochausen (prodüksiyon tasarımı) ve Alice Baker (set tasarımı)

EN İYİ KOSTÜM TASARIMI

  • American Hustle | Michael Wilkinson
  • The Grandmaster | William Chang Suk Ping
  • The Great Gatsby | Catherine Martin
  • The Invisible Woman | Michael O’Connor
  • 12 Years a Slave | Patricia Norris

EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK

  • The Book Thief | John Williams
  • Gravity | Steven Price
  • Her | William Butler ve Owen Pallett
  • Philomena | Alexandre Desplat
  • Saving Mr. Banks | Thomas Newman

EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI

  • “Alone Yet Not Alone”; Alone Yet Not Alone | Bruce Broughton (müzik), Dennis Spiegel (söz)
  • “Happy”; Despicable Me 2 | Pharrell Whilliams (söz-müzik)
  • “Let It Go”; Frozen | Kristen Anderson-Lopez ve Robert Lopez (söz-müzik)
  • “The Moon Song”; Her | Karen O (söz-müzik) ve Spike Jonze (söz)
  • “Ordinary Love”; Mandela: Long Walk to Freedom | Paul Hewson (söz-müzik), Dave Evans, Adam Clayton ve Larry Mullen (müzik)

EN İYİ MAKYAJ & SAÇ TASARIMI

  • Dallas Buyers Club | Adruitha Lee ve Robin Mathews
  • Jackass Presents: Bad Grandpa | Stephen Prouty
  • The Lone Ranger | Joel Harlow ve Gloria Pasqua-Casny

EN İYİ SES KURGUSU

  • All Is Lost | Steve Boeddeker ve Richard Hymns
  • Captain Phillips | Oliver Tarney
  • Gravity | Glenn Freemantle
  • The Hobbit: The Desolation of Smaug | Brent Burge
  • Lone Survivor | Wylie Stateman

EN İYİ SES MİKSAJI

  • Captain Phillips | Chris Burdon, Mark Taylor, Mike Prestwood Smith ve Chris Munro
  • Gravity | Skip Lievsay, Niv Adiri, Christopher Benstead ve Chris Munro
  • The Hobbit: The Desolation of Smaug | Christopher Boyes, Michael Hedges, Michael Semanick ve Tony Johnson
  • Inside Llewyn Davis | Skip Lievsay, Greg Orloff ve Peter F. Kurland
  • Lone Survivor | Andy Koyama, Beau Borders ve David Brownlow

EN İYİ GÖRSEL EFEKT

  • Gravity | Tim Webber, Chris Lawrence, Dave Shirk ve Neil Corbould
  • The Hobbit: The Desolation of Smaug | Joe Letteri, Eric Saindon, David Clayton ve Eric Reynolds
  • Iron Man 3 | Christopher Townsend, Guy Williams, Eric Nash ve Dan Sudick
  • The Lone Ranger | Tim Alexander, Gary Brozenich, Edson Williams ve John Frazier
  • Star Trek Into Darkness | Roger Guyett, Patrick Tubach, Ben Grossmann ve Burt Dalton

YABANCI DİLDE EN İYİ FİLM

  • The Broken Circle Breakdown (Belçika)
  • The Great Beauty (İtalya)
  • The Hunt (Danimarka)
  • The Missing Picture (Kamboçya)
  • Omar (Filistin)

EN İYİ ANİMASYON

  • The Croods | Chris Sanders, Kirk DeMicco ve Kristine Belson
  • Despicable Me 2 | Chris Renaud, Pierre Coffin ve Chris Meledandri
  • Ernest & Celestine | Benjamin Renner ve Didier Brunner
  • Frozen | Chris Buck, Jennifer Lee ve Peter Del Vecho
  • The Wind Rises | Hayao Miyazaki ve Toshio Suzuki

EN İYİ BELGESEL

  • The Act of Killing | Joshua Oppenhaimer ve Signe Byrge Sorensen
  • Cutie and the Boxer | Zachary Heinzerling ve Lydia Dean Pilcher
  • Dirty Wars | Richard Rowley ve Jeremy Scahill
  • The Square | Jehane Noujaim ve Karim Amer
  • 20 Feet from Stardom | Adaylar daha sonra açıklanacak.

EN İYİ KISA FİLM

  • Aquel No Era Yo (That Wasn’t Me) | Esteban Crespo (yapımcı)
  • Avant Que De Tout Perdre (Just Before Losing Everything | Xavier Legrand (yönetmen) ve Alexandre Gavras (yapımcı)
  • Helium | Anders Walter (yönetmen) ve Kim Magnusson (yapımcı)
  • Pitääkö Mun Kaikki Hoitaa? (Do I Have to Take Care of Everything?) | Selma Vilhunen (yönetmen) ve Kirsikka Saari (senarist)
  • The Voorman Problem | Mark Gill (yönetmen) ve Baldwin Li (yapımcı)

EN İYİ KISA ANİMASYON

  • Feral | Daniel Sousa (yönetmen) ve Dan Golden (müzik ve ses tasarımı)
  • Get a Horse! | Lauren MacMullan (yönetmen) ve Dorothy McKim (yapımcı)
  • Mr. Hublot | Lauren Witz ve Alexandre Espigares (yönetmen)
  • Possessions | Shuhei Morita (yönetmen)
  • Room on the Broom | Max Lang ve Jan Lachauer (yönetmen)

EN İYİ KISA BELGESEL

  • CaveDigger | Jeffrey Karoff
  • Facing Fear | Jason Cohen
  • Karama Has No Walls | Sara Ishaq
  • The Lady in Number 6: Music Saved My Life | Malcolm Clarke ve Nicholas Reed
  • Prison Terminal: The Last Days of Private Jack Hall | Edgar Barens
Belgesel, kısa film ve bazı teknik dallarda herhangi bir bilgim yok. Bu nedenle, yorum yapmamak en iyisi. Kısa animasyon dalı hakkında da hiçbir fikrim yok ama bu yıl, bulabilirsem birkaç adayı izlemek istiyorum. American Hustle ve Gravity 10'ar adaylıkla başı çekiyor. 12 Years a Slave de 9 adaylıkla onları takip ediyor. American Hustle oyuncularının hepsi de aday olmayı başardı! Açıkçası, bana biraz abartılıyor gibi geliyor. Yine de, izlemeden bir şey demek istemiyorum. Ama; Her'e gelen eleştirilerden sonra, Spike Jonze'un David O. Russell'ın yerini alabileceğini düşünmüştüm. Olmadı. Ayrıca; Her demişken, Jaqueline Phoenix'in de aday olması gerektiğini şiddetle savunanlar var. Akademi biraz görmezden geliyor sanki Phoenix'i. Bunlara rağmen, Her'in en iyi film dalında aday olması güzel. 

En ama en sevindiğim adaylık, kesinlikle Leonardo DiCaprio! Aşırı derecede mutlu oldum. :) Altın Küre'den sonra şansı artmıştı zaten. Umarım ki, bu sene artık ödülüne kavuşur! Matthew M. sıkı bir rakip ama gönlüm Leo'dan yana açıkçası. :) En iyi erkek oyuncu dalında, Tom Hanks'in aday olmaması şaşırtıcı. Öyle aman aman bir oyunculuk gösterdiğini düşünmüyordum ama yine de aday olur diyordum. Olmadı. Yine, Captain Phillips'in yöntmeni Paul Greengrass da aday olamamış. Bu da şaşırtıcı denilebilir ama şu yönetmen adaylarına bakarsanız, ona sıranın gelmeyeceğini anlarsınız. :) Hepsi birbirinden "baba" isimler gerçekten. Alexander Payne sever biri olarak, onun adaylığına da çok sevindim. :) Nebraska, tahmin ettiğimden fazla tutuldu Akademi üyeleri tarafından. 

Çok sevindiğim diğer bir aday da, Meryl Streep! Birçok kişi baygınlık geçirdi artık, farkındayım. :) Ama işte, gönül bu! Çok fazla seviyorum! Kadına adaylıklar, ödüller yetmez bana göre. :) Bu sene ödül alamayacağı kesin gibi ama adaylığı bile güzel. 18 oldu! Dile kolay! Amy Adams için çok seviniyorum ve çok beğendiğim bir isim ama malesef, bu sene de eli boş dönecek. Cate Blanchett'ın önüne geçmek imkansız gibi zira. Bu arada, Emma Thompson'un olmayışı da şaşırttı. Birçok sinemasever, kendi tahmin listelerine koymştu. Ama Meryl yine kendini gösterdi. :) Yılın en çok konuşulan filmi olan "Blue is the Warmest Colour"un yıldızı Adele'in de aday olmasını bekleyenler, hiç de az sayıda değildi ama olmadı. Aslında; bu kadar etkili bir filmin bir-iki tane de olsa da, adaylık alacağını düşünüyordum. Tutmadı ama. Rush ve Inside Llewyn Davis, en harcanan filmler oldu bence. Çok üzüldüm şahsen. İki film de çok çok iyiydi. İzlemedim ama Philomena'dansa, Inside Llewyn Davis'i orada görmek isterdim. Coen'lerin aday olamaması da üzücü ama yönetmen kategorisi bu sene çok dolu. Oscar Isaac'in performansı da görülmedi. Aynı şekilde, Daniel Brühl de es geçildi. Ayrıca, Inside Llewyn Davis'in "En iyi özgün şarkı" kategorisinde de aday olamaması da çok ilginç bence. Kesinlikle hak ediyordu! Yine, Lana Del Rey'in seslendirdiği "Young and Beautiful"un da aday olamamasına çok şaşırdım. Çok iyi bir şarkıydı bence ve "Ordinary Love"un yerini alabilirdi gayet de.

En iyi animasyonda, Frozen ve The Wind Rises çekişecek gibi. Burada, Monsters University'nin aday olamaması şaşırttı az da olsa. Ben şansını yüksek görüyordum. En iyi yardımcı kadın oyuncu dalında, Sally Hawkins'in adaylığı çoğu kişiyi sevindirdi. Gerçekten de, "Blue Jasmine"de oldukça gerçekçi ve abartısız bir performans sergilemişti. Bu sene Julia Roberts'ın şansı yüksek olsun isterdim ama değil malesef. Jennifer Lawrence'ı zaten pek sevemiyorum ama bu seneki performansı da öyle mükemmel değil deniyor. İki sene üst üste Oscar almasa olur yani. :) Bu arada, Dallas Buyers Club da beklediğimden fazla tutulan filmlerden biri oldu. Matthew M.'nin bu sene ciddi şansı var mesela. Ama, dilerim Leo'cuğum görülür artık! Jared Leto'ya ise, kesin olmasa da %95 alır gözüyle bakıyorum. 

Benim şimdilik tahminlerim ve adaylıklarla ilgili yorumlarım böyle. Nasılsa ödül törenine daha var. Bol bol tahmin yazarım zaten. Şimdi hedefim, Oscar'a dek tüm adayları izleyebilmek! Bu sene bunu başarabileceğime inanıyorum. Bakalım. :) Adaylar genel olarak yerine dağılmış. İyi anlamda şaşırtanlar oldu. Ama, Rush&Inside Llewyn Davis için gerçekten üzüldüm. Neyse artık. Gerçekten kaliteli filmlerin olduğu bir yılı geride bıraktık. Bizdeki vizyon tarihlerini saymazsak tabi. :) Bu yıl yarış daha ciddi. Özellikle 12 Years a Slave'in beklediğim kadar tutulmaması da bunu söyletiyor bana. Sevindim de açıkçası.

Siz adayları nasıl buldunuz? Çok şaşırdığınız oldu mu? Ya da aday olamadığına çok üzüldüğünüz bir isim? Düşüncelerinizi bekliyorum. İleriki Oscar yazılarında görüşmek üzere diyorum. Ve, keyifli okumalar! :)

NOT: Lütfen, sol üst köşedeki "Blogumu nasıl buldunuz?" anketini ve "Altın Küre Kırmızı Halı" yazımdaki "En şık sizce kim?" anketini oylamayı unutmayın. :) 

0 yorum:

"Grinin Elli Tonu" Serisi / E.L.James

17:05 orta boy popcorn 0 Comments

                                                                        -KÜNYE-
                                                             Yayınevi: Pegasus
                                                             Yazar: E. L. James
                                                             Çevirmen: Sevinç S. Tezcan
                                                             Orjinal Adı: 50 Shades of Grey

Her şeyden önce; yazıma, "Atom bile parçalanır ama önyargı parçalanmaz." ne doğru bir sözmüş diyerek başlamak istiyorum. Normalde hiç önyargılı bir insan değilimdir ama bazen oluyor işte. Bazı şeylere daha çekimser yaklaşabiliyorum. Bu seri, bunun ne kadar yanlış olduğunu tekrar hatırlattı bana. Gerçekten önyargılı olmamak ve her şeye açık olmak gerek. Bu seriyi tanıtmadan önce; herkese önereceğim şey, budur. Hala benim gibi önyargıya düşüp seriye başlamayanlar varsa, "Hayat kararsızlıkla geçmez." diyorum. Nasıldı diye hep merak edeceğinize, bir şans tanıyın ve nasıl olduğuna kendiniz karar verin. Kendi yorumunuz olsun.

Neyse, ciddiyet havasını dağıtıyorum hemen. :) Bu seriyi zaten fazla anlatmama gerek yok. Duymayan kaldıysa, hangi gezegende yaşadığını merak ediyorum. :) Aslında çıkalı yıl oluyor ama yazımın girişinde de bahsettiğim gibi, hiç merak etmediğim bir seriydi benim. Ortalık yıkıldı, rekorlar kırıldı, herkes bir şeyler söyledi ama ben hiç mi hiç takmıyordum. Hem kitap okuma alışkanlığımı tekrar kazanmaya çalıştığım bir dönemdi hem de bu tarz kitapları okumam genelde. Erotik okumam şeklinde anlaşılmasın bu. Hiçbir şey anlatmadığını düşündüğüm, sadece şuraya gittim-şununla çıktım-ay ayrıldık vs.. tarzı kitapları kafa dağıtıcı olsalar bile okuyamıyorum. Olmuyor, okuyana bir sözüm yok tabi. Ben bu serinin de aynen böyle bir seri olduğunu düşünüyordum. Sadece bir ilişkinin işlendiği-erotizmin fazla olduğu-konusuz böyle basit bir kitap sanıyordum. Çerezlik olanlardan. Ama fena yanıldım! :) 

Tabi böyle düşünsem de, merak ediyordum. Bu kadar ortalık yıkılıyor sonuçta.. Çok hevesli olmasam da bir ara göz atmayı düşünüyordum. Derkeeeen, vize dönemim geldi çattı. :) Ve ben sınav dönemlerinde genelde "boş işler müdiresi" oluyorum. Çalışmamak için binbir türlü şey geliyor aklıma. :) Bu günlerden birinde,  girdiğim D&R'da göz attım ilk kitaba. Ve ilgimi çekti geçen diyaloglar. Eve gelince de dayanamadım e-kitap şeklinde indirdim serinin ilk kitabını. İşte, o noktadan sonra olan oldu sevgili okuyucularım. :) Yani o günlerdeki halimi nasıl anlatsam bilmiyorum ama okudum, okudum ve okudum.. Ki vize haftasında olduğumu hatırlatırım!! Bildiğiniz, okumaktan çalışamıyordum. Bir sayfa çalışsam, beş sayfa okuyordum. :) Sabah ezanına kadar bırakamayıp okuduğumu biliyorum. Bildiğiniz bağımlı gibiydim. VE SERİNİN TAMAMINI NEREDEYSE 4 GÜNDE BİTİRDİM! Kendime ben de inanamadım. :) Artık sürükleyiciliğini ve akıcılığını siz düşünün.. Tabi herkeste aynı etkiyi yapacak diye bir koşul da yok.

İnternette dolaşırken, çok eğlendiren paylaşımlar gördüm. Çok komik ama güzel şeyler. Duygularımızı yansıtmışlar bir yerde. :) Onları da paylaşmak istiyorum:


Giriş bölümünü ne kadar uzattım böyle! Tanıtıma doğru düzgün giremeden bir koca yazı yazdım. Söylediğim gibi, kitabı uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Konusunu bilmeyen yoktur sanırım. Üç kitaptan oluşan bir seri. Grinin Elli Tonu, Karanlığın Elli Tonu, Özgürlüğün Elli Tonu olmak üzere. Kısaca arka kapak yazısını paylaşıyorum sizlerle:

" Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Greyle röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ananın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...

Greyin sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christianın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder. "


Bu serinin sadece erotizm içeren bir seri olduğunu düşünenlere şiddetle karşı çıkıyorum! Bence, çok iyi bir aşk ve değişim serisi. Evet, erotizm var. Yok değil. Ancak, beni öyle aşırı boyutlarda rahatsız etmedi açıkçası. Bazı kısımları biraz zor okuduğum doğru, çok alışık değilim bu tarza. Ama genel olarak,  "Sadece erotizmden oluşuyor." asla demem ve kurgunun içinde çok önemli yeri olan sahneler bunlar.. Ben çok güzel bir aşk gördüm okurken. Bir adamın, sevgiye muhtaçlığı bu kadar iyi anlatılır! Aşk sayesinde değişmesi, ailesiyle olan ilişkisi.. İçime dokunan, üzüldüğüm birçok kısım oldu.  



En çok, ikinci kitabı sevdim. Karanlığın Elli Tonu'nda gerçekten o değişimi ve aşkı sonuna kadar hissettim. Erotizm içermeyen, çok naif ve çok duygulandıran sahneler vardı. İlk kitap daha tanıtıma yönelikti. Sadece erotizm var diyenler için, ilk kitabın yarısına dek böyle sahne yoktu bile! İlk kitabın sonundan sonra ikinci kitabı anında okumasam çatlardım herhalde. :) Üçüncü kitabı ise, beğenmeyenler olmuş. Karakterin yapısına aykırı şeyler vs.. denmiş ama ben katılmıyorum. Üç kitabı birlikte düşündüğünüzde, gerçekten değişimi görebiliyorsunuz. Aslında Grey'in olduğu kişi son kitaptaki kişi. En sonunda biraz evli-mutlu-çocuklu'ya döndüklerini kabul ediyorum ama ben o sahneleri de keyifle okudum. :) Bir de; aksiyon da iyi ayarlanmıştı bence. Özellikle ikinci ve üçüncü kitaplarda, çok heyecanlandığım yerler oldu. Kurguyu çok güzel oturtmuşlar. Grey'in geçmişini de yavaş yavaş öğrenmemiz iyi olmuş. Sindire sindire gidiyoruz.. Kitapların tek tek konularına girip, spoiler vermek istemem. Az-çok tahmin edilecek şeyler zaten. Çok ilginç ya da mükemmel bir konusu yok kitabın belki ama bunun işleniş şekli çok güzel.. Yazarı gerçekten takdir ettim. İngiliz yazar James'in, bu seriyle hayatı değişti resmen! Bir anda en çok konuşulan kişi oldu dünyada.

Karakterlere de değineyim. Aslında iki ana karakter üzerinden gidiyor seri. Bazılarına göre, bu çok kısıtlamış hikayeyi ama ben tersine, daha çok benimsedim. Gerçekten her detayı anlatıldı böylece ikili arasındaki ilişkinin. Anastasia'yı sevdim. Yer yer kızdım ama genel olarak en "olabilecek" şekilde hareket etti. Hatta başta, çok iyi sabrettiğini düşünüyorum. Kesinlikle, silik bir karakter de değil. Üniversite mezunu, kendi ayakları üstünde durabilen ve becerikli bir kız. Çok gösterişli değil sadece. Christian için ise.. Ne desem Allahım, ne yazsam?! Ne desem az. :) Christian Grey efsane oldu bile! Yakışıklı, karizmatik, aşırı ötesi zengin (çılgın boyutta), bekar vs vs.. Muhteşem özelliklerini yaz yaz bitmez. Ama beni asıl etkileyen; bu kadar sahiplenici tavrı, her şeyi incelikle düşünmesi ve Ana'ya gösterdiği sabır oldu. Normal bir Christian Grey davranışına aykırı o kadar şey yaptı ki Ana için, gerçekten ne kadar sevdiğini anlıyorsunuz okurken.. Zaten adam bir "Seni seviyorum." diyene kadar ben çatladım okurken. :) Ama çok güzel oldu, iyi oldu. :) İçinde çok yufka yürekli biri. Erotizm konusunda çılgın saplantıları var, evet. Ve gerçekten abarttığı yerler de az da olsa oldu. O kısımları ben de zor sindirdim ama neyse ki, çabuk döndü yanlışından. :) Zaten, eleştiremiyorsunuz bile doğru düzgün. Büyürken yaşadıklarını okuyunca, yadırgayamıyorsunuz. Bayan Robinson'dan iğrendim! Nefret ötesi ettim! Sonuç olarak; açıkçası seks bağımlısı-sapık gibi söylemlerle burun kıvıran kızların karşısına bir adet Christian Grey çıksa, hayır diyeceklerine hiç inanmam. Christian Grey'i kabul etmeyecek kadın doğmuş mudur ya?! :) Hepimizin Elli Ton'u artık o! Ayrıca, sonuçta bu bir kitap ve gerçek bir karakter değil. Bu kadarcık hayal kurmaya da hakkımız olsun, değil mi? :) Bir de, şu göz devirme olayına fena taktım! Tam olarak nasıl oluyor acaba? :) Bu seriden sonra, dudak ısırma ve göz devirme durumları benim için çok ayrı bir yerde olacak. :)



Sonuç olarak; benim bayıldığım bir seri oldu! Çok akıcı, sürükleyici, merak uyandıran ve romantik! Erotizm yok demiyorum ama kesinlikle kitabın önüne geçecek boyutta değil. Evet normal kitaplardan fazla ama konu böyle sonuçta. Bunu bilerek alıyorsunuz. Lütfen, önyargılarınızı kırın diyorum. Bir şans vermekten zarar gelmez. Okuyanların da yorumlarını bekliyorum. Siz nasıl buldunuz seriyi? 

Serideki en en en favori kısımlarımı söyleyeyim. Bunlar beni gerçekten çok etkileyen ve "derin" bulduğum, kitabın cinsel kitap tamlamasından çıktığına kanıt olacak sahneler. İlk olarak, Christian'ın evlenme teklifi! Muhteşem yazılmış bir kısımdı bence. Gözlerim doldu, ciddiyim! Koskoca Grey'in -onun gibi birinin- o anki hali, o sözleri.. Hiç unutamam. Çok çok çok güzeldi. Christian&Ana'nın sadece uyuduğu kısımların güzelliği ayrı. :) Bir de tekne sahnelerini çok seviyorum. :) Bunlar benimkiler. Aslında her sahne süper de bunlar da ayrı etkilenmiştim. Sizinkiler neler?

Alıntılara fazla dalmak istemiyorum. Çünkü, üç koca kitap olunca çok beğendiğim kısım oldu. Duygulandığım çok söz oldu. Hepsini yazmam imkansız. Hele bir "Kaçtım bebek!" olayı var ki, yani benim gibi bazı abartılı şeyleri sevmeyen birini bile etkiledi. Nasıl güzel söylenir bu kadar bir cümle! :) Sadece birkaç tane, çok dokunan alıntıyı paylaşayım: (Özellikle söylendikleri anlar ve söyleniş şekilleri mükemmel.)






Bu arada, bildiğiniz gibi serinin filmleri de çekilecek. Kaçmazdı zaten böyle bir seri! Açıkçası, Ana için seçilen oyuncuyu benimseyemedim. Tanımadığım bir isim. Çok sıradan biri gibi geldi bana ama umarım beni yanıltır filmde. Christian Grey için ise, birkaç adayım vardı ama Jamie Dornan da çok çok iyi bir seçim olmuş bence! Kendisini, "Once Upon a Time"ın şerifi olarak tanımıştım zaten. O bakışları, karakteri, Grey'in iniş-çıkışlarını çok güzel anlatacağına inanıyorum. Umarım, yanılmam. Film için, daha çok bekleyeceğiz tabi..

Buyrunuz bu da filmdeki Grey'imiz Jamie Dornan:

Bu da pek içime sinmeyen Ana'yı oynayacak Dakota Johnson: 

Beklediğimden daha uzun bir yazı oldu ama üç kitabı da yazınca böyle oluyor. Umarım, sıkılmadan okumuşsunuzdur. Sabredip, hepsini okuyanlara kocaman teşekkürler. :) Ayrıca, bu yılki Oscar adaylarının da sonunda açıklandığını hatırlatayım! Gün bitmeden, yazısını yazmaya çalışacağım. Takipte kalın! Herkese şimdiden çok güzel ve keyifli bir haftasonu diliyorum. :)

0 yorum: