Debbie Macomber / Bahçemde Yeşeren Umutlar

15:04 orta boy popcorn 0 Comments



       -KÜNYE-
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 464
Basım Yılı: 2012
Yazar: Debbie Macomber
Çeviri: Ozan Aydın
Orjinal Adı: Susannah's Garden
En sevdiğim ve kitabı anlatan cümle: Nefes aldığımız sürece, hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız.

"Aradan uzun yıllar geçmişti. Bu süre içinde yaralarım iyileşmiş, mutlu bir evliliğim ve iki çocuğum olmuştu. Tüm bunlara bakıldığında her şey yolunda gibi görünüyordu ama iç dünyamda hissettiklerim bambaşkaydı…

Eksik kalan bir şeyler, geçmişime dair cevaplanması gereken sorular vardı. Gidilmemiş yollara, gerçekleşmemiş hayallere duyduğum merak sürekli aklımı kurcalıyor, zamanı geri almak ve yarım kalan anıların kapılarını aralamak istiyordum.

Yaşadığımız dünyanın iyi-kötü, acı-tatlı ne çok sürprizle dolu olduğunu anlatan, şaşırtıcı olduğu kadar etkileyici bir roman. Debbie Macomber, "Küçük Mucizeler Dükkânı" ve "Bir Yumak Mutluluk" tan sonra yeni kitabı "Bahçemde Yeşeren Umutlar" ile seriye bambaşka bir lezzet katıyor."


Bu aralar burayı yine aksatıyorum. Ama okulum gerçekten yoğun, akşam eve gelince de yorgun oluyorum ve yazı yazmak içimden gelmiyor. Bir yazı beş dakikada bitmiyor sonuçta. :) Daha fazla zaman yaratabilirim ileride umarım. Neyse, sonunda kitabımı bitirebildim! -Kitabın kapağının çok hoş ve net olduğunu da sıkıştırayım araya. :)- Hem okulun yoğunluğu nedeniyle akşamları okuyamıyordum fazla, hem de bu kez bazı yerleri cidden akmadı kitabın. Biraz sıkıldım durgunluktan. Hiçbir Debbie Macomber kitabına kötü diyeceğimi sanmıyorum, zira yazarın çok samimi ve yormayan bir dili var. Hepimizin hayatımızda karşılaştığımız veya karşılaşabileceğimiz insan tiplerinin hikayeleri anlatılıyor. Üslup ve karakterlerin başlarına gelenler nedeniyle, bir süre sonra arkadaşınızmış gibi geliyor hepsi size. Ama bu kez, biraz fazla "olaysızdı" hikaye, başlarda hele.

Kitap, "Küçük Mucizeler Dükkanı" serisinin üçüncü kitabı olarak tanıtılıyor ancak ilk iki kitapla hiç alakası yok. Ben o kitaplardaki karakterlerden biri en azından olur diyordum ama olmayınca başta biraz hayal kırıklığına uğradım. Ama kısa süre sonra bu kitaptakileri de benimsedim.  Yazarın kendisi de örgüyü ve çiçekleri çok sevdiği için, kitaplarına da bunu yansıtmış. Bu kitaptaki karakterler, bahçeleriyle çok ilgili ve çiçekleri çok seven kişiler bu kez. Susannah esas karakterimiz. Orta yaşlı olan Susannah, babasının ölümü üzerine iyice çöken ve yaşlılık sorunları artan annesini huzurevine yerleştirmek, bir yandan da evin ne olacağına karar vermek için yaz tatilini Colville'de geçirmeye karar veriyor. Ayrıca uzun süredir aklından çıkmayan lise aşkı Jake Presley'i de bulmanın derdine düşüyor..


İşte bundan sonrası; araştırmalar, hüzünler, açığa çıkan sırlar, bolca anne-kız çekişmesi, eski dostlar.. Kısacası hayata dair her şey. Ayrıca kitapta kendi bölümleri olan iki karakter daha var. Susannah'nın annesi Vivian ve eski en yakın dostu Carolyn. Özellikle Carolyn'nın hikayesi gayet ilgi çekici. Yıllar sonra buluşan dostlar, birbirlerine pek çok konuda yardımcı oluyor. Bu arada; sevgilisinden yeni ayrılmış, tatilde iş bulamadığı için babasının yanında kalmak zorunda kalan bir de kızı var Susannah'nın: Chrissie. O da Colville'e gelmek isteyince, Susannah için işler daha da zorlaşıyor. Çünkü, kızı gelir gelmez kasabadaki en tehlikeli çocuklardan biri olan Troy ile çıkmaya başlıyor. Üstelik Troy'un kimliği oldukça ama oldukça şaşırtıcı.. Bir de unutmadan, Sussannah'ın trafik kazasında ölen bir abisi var: Doug. Onunla ilgili kitabın sonunda, çok şaşırtıcı bir şey öğreniyoruz.. Spoilere girmeyeyim. :)

Tüm bu olaylar arasında olanları anlatıyor kitap. Açıkçası, serinin ilk iki kitabına göre daha durgun ve hafif sıkan bir kitap bence. Ama yine de okutuyor ve kötü değil. Sadece fazla hareket yok. Çok az karakter üzerinden gittiği için böyle geldi belki bana.. Ortalara doğru; Chrissie de gelince ve araştırma evresi başlayınca, hareketleniyor kitap. Özellikle sonu gerçekten şoka uğratıyor. Tam "Hiç öyle çok şaşırtan bir olay olmadı." derken, bomba gibi bir şeyi öğreniyoruz. Hiç aklımın ucundan geçmeyen bir şeydi ve gerçekten çok şaşırdım okuyunca. Güzel ve beklenmeyen bir sürpriz yapmış yazar. Sonundaki şok, kitabın seviyesini bir tık yukarı çekiyor diyebiliriz. :)

Sonuç olarak, kafa boşalttığım, yer yer güldüğüm, yer yer hüzünlendiğim ve keyif alarak okuduğum bir kitap oldu genelde ama bazı yerlerinde biraz bunaldım. Durgun ilerliyor genelde kitap. Yine de, samimi bir anlatım ve insan hayatlarına farklı bir bakış var. Yazarın dilini sevenlerin, bu kitabı da seveceğini düşünüyorum. Seriyi bozmamak adına okumak gerekiyordu zaten. :) Biraz fazla uzattım kitabı ama sonunda bitti! Şimdi zaman kaybetmeden, serinin dördüncü kitabı olan "Mucizeler Dükkanı'na Dönüş"e başlayacağım. Orada, ana karakterimiz Lydia geri dönüyor! Ayrıca önceden tanıdığımız Alix de var, daha akıcı ve olaylı bir kitap olacağını düşünüyorum. Bu kitabı da yazarı seven veya kafa dağıtmak isteyen herkese tavsiye ederim.

Bugün yetiştirebilirsem, bir yazı daha ekleyeceğim bloga. Herkese çok güzel bir hafta sonu dilerim, bol okumalı günler! :) 

Bu arada, "Küçük Mucizeler Dükkanı" ve "Bir Yumak Mutluluk" hakkındaki yazım için lütfen tıklayınız.

0 yorum: