Debbie Macomber / Bir Yumak Mutluluk

21:55 orta boy popcorn 0 Comments

-KÜNYE-
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 480
Basım Yılı: 2011
Yazar: Debbie Macomber
Çeviri: Ozan Aydın
Orjinal Adı: A Good Yarn

"Geçmişte yaşadıklarım bana şunu öğretti: Hepimiz bu dünyaya, hayatımızı en iyi şekilde yaşamak için geliyoruz ve inanın bana, hayat saklanarak, umutsuzluklarla, pişmanlıklarla harcanamayacak kadar kısa. Dertler ve sıkıntılarla boğuşurken her gün, bir öncekinin aynısı gibi görünmeye başlıyor. Oysaki her yeni gün kendi mucizelerini de beraberinde getiriyor. Hem de en
beklenmedik anlarda...

Doğduğumuz andan itibaren hepimize birer yumak iplik veriliyor; bundan mutluluğun desenlerini örmek ise bizim elimizde…"


Herkese merhaba! Birkaç gündür bayram telaşıyla yazmaya vakit bulamadım. Tatilin uzun olması çok güzel ama bazen ne yapsam diye düşünürken günün yarısını harcadığımı fark ediyorum. Bu tatil için en büyük planım, kitaplarıma geri dönmekti. Eskiden resmen kitap kurduydum, sürekli okurdum. Hatta annemin "Yeter artık!" diye kitapları elimden aldığını bilirim. Ancak ne olduysa üniversite sınavlarına hazırlandığım sene oldu. O sene ders ve yorgunluk derken kitap okumaya zaman ayıramadım ve okuma alışkanlığımı kaybettim. Gerçekten kitap okumayı bıraktığınız an, alışkanlığınız da azalıyor ve gittikçe okumak sıkıcı hale gelebiliyor. Daha sonra yine okusam da istediğim kadar sık ve çok kitap okuyamıyordum. Ama kitap okumayı, kitap kokusunu, karakterlerin dünyasında gezinmeyi çok sevdiğim için bu alışkanlığımı geri kazanmayı çok istiyordum. Bu nedenle son zamanlarda sık sık okuyorum ve tekrar zevk almaya başladım okumaktan. :)

Alışkanlığımı geri kazanmak ve kafamı fazla yormamak adına kafa dağıtıcı bir şeyler okumaya çalışıyorum. Okuma alışkanlığı kazanmak isteyenlere de; zevkli ve sizi yormayacak, akıcı bir şeyler okumanızı öneririm. Benim kitapları ve okumayı bu kadar sevmemdeki baş etken, Harry Potter'dır mesela. Şimdi de sizler için şu sıralar okuduğum kitabı kısaca tanıtacağım:

Geçen yaz okuduğum, Debbie Macomber'in Küçük Mucizeler Dükkanı serisinin devamı olan "Bir Yumak Mutluluk" son okuduğum ve çok sevdiğim kitabım. Debbie Macomber, son yıllarda adını duyuran ama çok popüler olan bir yazar. Çok akıcı, insanı sıkmayan, karakterlerinde kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz kitaplar yazıyor. Konuları; hayat ve insanların yaşadıkları olduğu için günlük yaşamda karşılaştığımız şeyler kitapta da yer bulabiliyor. 



Küçük Mucizeler Dükkanı aslında bir serinin ilk kitabı. Ana karakterimiz, Lydia Hoffman. İki kez kanseri yenmeyi başarmış ve yitip giden gençliğinin aksine, kendisi için bir şeyler başarmak isteyen bir kadın Lydia. Babasının ölümü de bu isteğini hayata geçirmesini sağlıyor ve hastalığından bu yana örgü örmeyi çok seven Lydia, kendi örgü dükkanını açıyor. Hem de yenilenen ve inşaat halinde olan Blossom Sokağında. Bu riskli yere rağmen, dükkan çok tutuluyor  ve Lydia'nın açtığı örgü kursu sayesinde yeni ve çok yakın birçok arkadaşı oluyor. Bu örgü dükkanı, ablasıyla olan soğuk ilişkisini, aşk hayatını kısacası tüm yaşımını değiştiriyor. Alix, Carol ve Jacqueline de diğer kahramanlarımız. Onların da kendi içlerinde sorunlu ama bir o kadar da renkli hayatları var. Kitap bence çok akıcı ve hiç sıkılmadan, çabucak bitirilebilen bir kitap. Karakterlerin sıcaklığı da okutuyor. Başlarından geçen olaylar, hayatın içinde hepimizin yaşayabileceği şeyler. Bir şeyler öğreniyoruz, hatta hayata farklı açıdan bakıyoruz zaman zaman. Bazıları kitabı yaşlı işi ve sıkıcı olarak görüyor ancak kesinlikle olumsuz eleştirilere kulak asmayın derim. Evet, anlatılan kadınlar orta yaş ve üstü belki ve örgü konusu çok önemli bir yerde ama asla sıkan veya fazla yaşlı işi bir üslubu yok kitabın. Okuyup, kendiniz karar verin derim. Bence özellikle kadınların çok seveceği ve kendi hayatlarından da parçalar bulabileceği bir kitap. Tavsiye ediyorum.



Şu an okuduğum Bir Yumak Mutluluk ise, serinin ikinci kitabı. Ana karakterimiz yine aynı ancak bu kez diğer üç kadın karakterimiz farklı. Yine Lydia'nın açtığı örgü kursu sayesinde tanıştığı kadınlar anlatılıyor. Buradaki kadınlar; Elise, Courtney ve Bethanne. Üç kadının da çok farklı ve çok ilginç hayatları. Kitap boyunca hepsinin hayatlarındaki değişimi görürken, Lydia'nın da başından geçenleri okumaya devam ediyoruz. Bir yerde, tüm olumsuzluklara rağmen güçlü durmayı ve yeniden başlamanın önemini anlatıyor hikayeler. Bu da ilki gibi çok akıcı ve ilgi çekici bir kitap. İlk kitaptan ana karakterimizi tanıdığımız için, daha büyük bir merakla okuyoruz bu kitapta başına gelenleri. Serinin ilk kitabını severseniz, devamını da mutlaka getirirsiniz zaten. Herkese rahatlıkla tavsiye ederim. :) Daha çok kafa boşaltmak adına, özellikle tatillerde okumak için ideal bir kitap. Yorucu günlerin sonunda, tüm yorgunluğunuzu alabilir ve sizi günün sorunlarından uzaklaştırabilir. Ben, serinin üçüncü kitabıyla okumaya devam edeceğim.

Umarım bu yazı sayesinde seri hakkında biraz olsun fikir sahibi olabilirsiniz. :) Ben, tekrar kitap okumaya başladığım ve o sayfaları sıkılmadan çevirdiğim için çok mutluyum. Bundan sonra da elimden geldiğince kopmamaya çalışacağım. Bu arada tatil uzun diye diye, yarısını bitirdik bile! Kaldı üç günümüz. Umarım herkesin Bayram tatili çok güzel geçiyordur. Yapamadığınız şeyler olduysa da daha üç gününüz olduğunu unutmayın. İzmir'de özellikle son iki gündür çok kapalı ve yağmurlu bir hava olduğu için, ziyaretler dışında evden çıkmıyorum ben. Sizler de yaptıklarınızı yorum kısmından paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımda arayı bu kadar açmamak niyetindeyim. Unutmayın ki, kitaplar hayatın stresinden ve sorunlarından kaçmak için her zaman en iyi yollardan biridir! 

Ayrıca da tüm okuyucularımın Bayram'ını en içten dileklerimle kutlarım! Hepinize; sevdiklerinizle geçireceğiniz, çok güzel ve mutlu bayramlar diliyorum. Daha nice nice bayramlarda bu blogda birlikte oluruz umarım. :) Herkese iyi tatiller, keyifli okumalar!
Serinin diğer kitaplarını da okur okumaz yorumlarımı paylaşacağım. :)

0 yorum: