Çalıkuşu & A.Ş.K
Geçenlerde yeni başlayan Medcezir hakkında yorumlarımı yapmıştım. Dizi gayet iyi gidiyor, Cuma günleri liderliğe oturdu bile ve bu sezon başlayan işlerden en çok tutulanı oldu diyebiliriz. Umarım kalite ve tadını hiç bozmazlar, yolu açık olsun diyelim. Medcezir hakkında yazdığım yazıya ulaşmak isteyenler için; http://ortaboypopcorn.blogspot.com/2013/09/yerli-oc-medcezir-gercekten-hayatmza.html
Bugün de bu sezon başlayan diğer iki dizi olan Çalıkuşu & A.Ş.K'ı yazayım istedim.. Bu sezon adeta bir dizi patlaması var. Geçen seneden kalanlar haricinde birçok dizi başladı. Ocak'ta başlayacakları saymadım bile. Geçen sene Merhamet dışında doğru düzgün bir dizi izlemeyen ben, bu sene birkaç diziyi takip edeceğim sanırım. Çalıkuşu ve A.Ş.K da en çok dikkatimi çeken ve merak ettiğim diziler arasındaydı.
ÇALIKUŞU: Çalıkuşu hepimizin bildiği gibi bir kitap uyarlaması. Reşat Nuri Güntekin'in zamansız eseri olan kitap, hala en sevilenlerin başında geliyor. Okulda öğretmenlerimizin söylemesiyle ya da kendi merakımızla birçoğumuzun okuduğu bir kitap. E yıllar önce Aydan Şener ve Kenan Kalav'lı uyarlaması da olunca, bu diziye hem merak arttı hem de önyargılar oluştu..Aydan Şener'li uyarlamayı unutmak imkansız. Aydan Şener aşığı bir insan olarak ( O nasıl bir güzellik Allahım, insan değil bu kadın diyorum! Nasıl bir zerafet! Neyse. :) ) onun Feridesi her zaman en özeli olarak kalacaktır. O yüzden bu diziye yeni bir sayfa açıp bakmak gerek diye düşünüyorum, kıyas yapmadan.. Kıyasa girersek işin tadı kaçıyor çünkü. Her şeyin ilki en güzelidir sonuçta..
Diziye gelirsek; her şeyden önce dizi o içimize işleyen müziği ile 1-0 önde başlıyor bana kalırsa. Gerçekten insanı çok etkileyen bir melodisi var. Bunun dışında dizide Çağan Irmak imzası var ki bu bile birçok kişi için izlemeye bir sebep. Kaliteli çekimler ve görüntü kalitesi de bunun en büyük göstergelerinden. Oyuncular bence gayet yerinde seçilmiş ve uyumlu. Kamuran'ın babası rolündeki oyuncuyu daha önce Suskunlar'da izlemiştim ve resmen bu rolle ters köşe yapmış. O rolden çok farklı bir rol. Okuldaki öğrenciler de yerinde olmuş. Ama diziyi taşıyan kişiler tabi ki Fahriye Evcen ve Burak Özçivit. Muhteşem bir uyumları var!! Bu kadarını tahmin etmiyordum ama gerçekten ikisi de Feride ve Kamuran olmuşlar. Fahriye Evcen'i normalde pek sevmem, hele o gülüşü çok sinir eder beni nedense ama bu rol ile gerçekten hakkını vermek gerek. O çocuksu yaramaz halleri, anılarını yazarkenki ağırbaşlı duruşu, Kamuran'a karşı tavrı.. Tam bir Feride! Tebrik ediyorum kendisini. Kamuran rolüyle Burak Özçivit de çok iyi bir iş çıkarmış. Zaten bu hafif çapkın, çok bilmiş tavırlar kendisine yakışıyor. İkilinin uyumu da çok güzel olunca, yan yana geldiklerinde bitmesin dedirten sahneler çıkıyor meydana.
Bunun dışında doğal olarak senaryo kitaptan daha farklı gidiyor.. Bunu normal karşılamak gerek ama umarım gereksiz şeyler olmaz. Biraz hızlı ilerledi ilk bölümde olaylar bana kalırsa, bunun da düzeleceğini umuyorum. Ayrıca Feride'nin küçüklüğünü oynayan oyuncu kimse çook beğendim. Aşırı şeker bir kız ve çok iyi altından kalkmış rolün, çok güzeldi hareketleri. Dizide sıkıntı duyduğum tek yer, dil konusu oldu. Bir yandan eski dili gayet doğal konuşurlarken bir yandan da araya günümüz kelimelerini sıkıştırıyorlar. Bu da sakil duruyor. Örneğin, o devirde "Yuh!" gibi bir cümle kesinlikle kurulmazken dizide kaç kez kullandılar. Ve bu gerçekten önemli bir ayrıntı. Umarım izlediklerinde bunu fark eder ve bu hatadan döner dizi ekibi.
Sonuç olarak, ben diziyi çok beğendim ve neredeyse hiç sıkılmadım. Her şeyden önce Burak&Fahriye'nin uyumu ve sahneleri bu diziyi izlettirir. Türk Halkı'nın da en sevdiği eserlerden biri olunca, reyting sorunu yaşamayacağını düşünüyorum. Eğer konu uzamaz veya gereksiz ayrıntılar olmazsa, ben de bu diziyi izlerim gibi. Tekrar yolu açık olsun diyelim. Emek harcanıyor sonuçta o kadar..
A.Ş.K: Ve ikinci dizimize gelelim! Adı bile heyecan uyandırmaya yetiyor aslında. Kadrosuyla da öne çıkan diziyi bence en çok izlettirecek olan şey ise senaryosu. Gerçekten farklı ve daha önce izlemediğimiz tarzda bir konuya sahip. "Aşkınız için ne kadar ileri gidebilirsiniz?" ya da "Birinin mutsuzluğundan kendi mutluluğunuzu oluştuabilir misiniz?" gibi soruları sordurtuyor seyirciye. Karmakarışık bir hikaye de diyebiliriz.
Kadroda çok güçlü isimler var. Hazal Kaya, Feriha gibi üstüne yapışan bir karakterden sonra neler yapacak merak ediyoruz. İlk bölümde gayet iyi gözüktü. Sadece birazcık o agresiflik, dik başlılıkta yine Feriha'yı görür gibi oldum ama bu karakterinde de o özellikler olduğu için bir şey diyemiyoruz şimdilik. Aslı Tandoğan'ı çok az izledim şu zamana kadar. Açıkçası Dudaktan Kalbe'de resmen nefret etmiştim rolünden, mıymıntının önde gideniydi! Bu rolde de ses tonu ve konuşma tarzı bana biraz mıymıy geldi yine ama oyunculuk bakımından çok değişmiş. Oynadığı rol gerçekten zor ve karışık bir rol ama ilk bölümde çok beğendim ben. Özellikle tekrar hasta olduğunu öğrendiği ve müziği son ses açıp ağladığı sahnede içim gitti. Nebahat Çehre'ye ise diyecek bir şeyim yok. Hayranıyız kendisinin. :) Nasıl bir kadın diye şaşırtıyor hep. Ama zengin, şık rollerin de üstüne yapıştığı bir gerçek. Hakan Kurtaş'ı Bir Çocuk Sevdim dizisinde izlemiş ve beğenmiştim. Bence yetenekli bir oyuncu. Bu dizi başlamadan önce çok sorular vardı ama ilk bölümle beğenileri kazanmış gibi. Hazal'la iyi bir uyum yakalamışlar. Kaan Urgancıoğlu'nu ise 5 dk'dan fazla göremediğimiz için yorum yapamıyorum. Onu pek izlediğim de söylenemez. O nedenle Hazal'la uyumları ve nasıl rolü çıkaracağı önemli. Umarım o da bu kadroda sırıtmaz ve oyunculuk adına iyi bir dizi izleriz.
Kadro dışında senaryosuyla öne çıkıyor dizi ama benim en büyük korkum da bu noktada. Dizi güzel, çekim kalitesi, ışık vs.. her şey yerli yerinde. Hatta uzun uzun bakışmalar, bitmeyen sahneler pek yok gibi ki bu benim için çok sevindirici bir durum. Bayılmadan izlemek önemli. Ama dizi konu itibariyle biraz depresyona, ağlamaya, iç karartısına müsait. Şebnem karakterinin hastalığı bize zorlu sahneler izlettirecek gibi ama umarım bu hüzün tadında kalır. Sürekli ağlama, üzüntü, gözyaşı modunda bir dizi izlemek istemiyorum şahsen. İçim daralıyor öyle olunca. O yüzden umarım bu dram da gerektiği kadar olur, hafif gülünç sahneler de katarlar. Bir de kıyafetlere daha çok özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Böyle zengin ve lüks içinde yaşayan bir ailede Şebnem karakteri daha farklı ve modern giyinebilir. Sanırım Nebahat Çehre dizide kendi kıyafetlerini kullanıyormuş ki onda hiçbir sorun yok. Ama Şebnem daha şık olabilir. Aynı şekilde Azra karakterini de katıldıkları partide biraz özensiz buldum. Saçı, kıyafeti daha farklı olabilirdi. Bu da küçük ama diziler için önemli bir ayrıntı. Dikkat edilir umarım.
Kısacası bu dizi de gayet kaliteli ve izlenecek bir dizi ilk bölümü itibariyle. Zaten reytingleri de çok iyi gelmiş ve Muhteşem Yüzyıl'ın arkasından 2.olmuş . Muhteşem Yüzyıl zaten TV'nin padişahı (!) olduğu için onu geçmek ne mümkün. Bu yüzden A.Ş.K gayet iyi izlenmiş. Konu da farklı olunca bu kaliteyi bozmaz ve dediğim gibi fazla ağlak öğelerle baymazlarsa, uzun soluklu olacağını düşünüyorum.
Bu arada sırf bu dizi yüzünden benim biricik dizim Merhamet'i ikinci kuşağa atmalarından hiç memnun değilim. Bekle bekle ölüyoruz ki A.Ş.K'ın üstüne 2.bir 1.5 saatlik diziyi de bünye kaldırmıyor. Okulu olanlar için zor.. Kötü oldu yani. Bakalım Merhamet dayanabilecek mi yeni saattinde de?
Bugünkü yazıyı da tamamladıııııık! Bir yazıyı bitirince çok mutlu oluyorum. Çünkü yazı için konu bulmak gerçekten zor. Ne yazsam diyorsun ve bir tanesini daha halledince "Oh!" diyorsun. Bu sene televizyonlarda hem dizi hem de program olarak çok seçenek olacak. Her saniye dolu neredeyse. Sizler de neler izlediğinizi ve bu dizileri nasıl bulduğunuzu yazın, yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar! :)
0 yorum: