Ve Avrupa Şampiyonu: Rusya!
Evet. Yaklaşık iki hafta süren Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası dün gece sona erdi. Türk Milli Takımı ile ilgili görüşlerimi zaten yazmıştım. Şimdi biraz yarı final ve final maçlarına değinelim. Yarı finalde Belçika-Almanya ve Rusya-Sırbistan maçları izledik. İlk maçta Rusya Sırbistan'ı 3-0 gibi net bir skorla yendi ve finale çıkan ilk takım oldu. Bu birçok voleybolseveri şaşırtan bir sonuç oldu. Çünkü, Sırbistan 2 sene öncenin şampiyonuydu ve bu yaz da oldukça formdaydı. Ayrıca çeyrek finalde İtalya'yı çok rahat bir oyunla 3-0'lık bir skorla geçmişti. Ama grup maçlarında Mihaljovic gibi çok çok önemli bir oyuncunun sakatlanması takımı çok olumsuz etkiledi. Hücum çeşitliliği azaldı takımın. Sırplar manşette aksayınca da bilindik Maja-Rasiç orta hücumlarını göremedik ve Brakocevic de sonuna kadar götüremedi maçı. Yine de ben ve birçok kişi maçın 3-2 olacağını düşündüğümüz için sonuca çok şaşırdık. Ama Rusya'nın da kesinlikle çok net ve doğru bir oyun oynadığını söyleyebilirim. Neredeyse hiç aksamadılar ve biz onların manşette aksamalarını beklerken, onlar iyi servislerle Sırpları oyundan düşürdü. Günün ikinci maçında çok daha çekişmeli ve yarı finale yakışır bir mücadele izledik. Belçika Almanya karşısında 2-0 önde olmasına ve 3.sette de birkaç sayı önde olmasına rağmen Almanya harika bir geri dönüşle maçı tie break setine taşıdı ve finale çıkmayı bildi. Gerçekten izlemesi çok heyecanlı bir maçtı, psikolojik bir savaş vardı sahada. Almanların en büyük özelliği, ne kadar geride olsalar da maçı bırakmamak ve son topa kadar her şeyleriyle mücadele etmek. Seyirci desteğini de arkalarına alarak, müthiş bir istekle maçı çevirdiler. Guidetti'nin de değişiklik yapmaktan korkmayan ve takımı iyi motive eden bir antrenör olduğu bilinen bir gerçek. Onun da yaptığı Hippe değişikliği tuttu ve Hippe hırsı ve oyunuyla maçın gelmesinde çok etkili oldu. Belçika ise, ne kadar dirense ve çok iyi mücadele etse de tecrübeli Almanlara karşı yetemediler ve o psikolojiyi kaldıramadılar. Daha genç oyunculardan kurulu bir ekip oldukları için, kritik anlarda basit hatalar yaptılar. Onlar için üzücü bir maç oldu ama Almanların sevinci görülmeye değerdi.
Final ve 3.lük maçlarına gelirsek; 3.lük maçı yine iyi bir mücadeleye ve heyecana sahne oldu. Belçika Sırbistan'ı 3-2 yendi ve bu kez diğer maçlarda yapamadığını yapıp sonunu getirdi. Servislerle Sırp manşetçilerini çok iyi bozdular ve Sırplar da karşılık veremedi. Ayrıca nedense bilindik Sırp ruhu ve hırsını bu maç göremedik. Açıkçası Belçika'nın madalya almasına çok sevindim. Çünkü oyunları ve mücadeleleri ile kesinlikle hak ettiler. Bu turnuvanın sürpriz takımı oldular. Maç sonu antrenör ve oyuncuların sevinçleri, bunu gerçekten ne denli istediklerini gösteriyordu.. Sırpların ise şampiyon bile olabilirler denirken madalya dahi alamamaları büyük bir şok oldu voleybolseverler için. Bir sakatlık takımı ne kadar etkiledi.. Ve final maçı! Rusya-Almanya ile karşı karşıya geldi ve Rusya maçı 3-1, kötü oynayarak kazandı. Rusya yarı finalde çok çok iyi bir oyun ortaya koyduğu için açıkçası 3-0 rahat alırlar diyordum ama hiç de öyle olmadı. Ruslar haddinden çok fazla basit hata yaptı, resmen maçı vermek istiyorlar diye düşündüm. Alman seyirciler de muhteşem bir şekilde takımlarına destek verdi, bundan da etkilenmiş olabilir Ruslar. Almanya ise beklenmedik şekilde maça son set hariç ortaktı. Şu ana kadar turnuvada hiçbir takımın yapamadığını yapıp çok etkili servisler atarak Rusların manşetlerini ve oyun kurgularını bozdular. Smaçörleri uzun bloklarla karşı çok akıllı oynadı. Libero Dürr harika bir performans gösterdi ve en iyi oyuncu da bence pasör Weiss'tı. Takımını tek kelimeyle enfes oynattı, blokları dağıttı. Hızlı oyun kurdu. Ama Almanlar ne kadar savaşsa da Rus blokları ve güçlü hücumlar karşısında tutunamadı. İlk 3 set başabaş oynasalar da son set çözüldüler ve Rusya maçı 3-1 kazanarak Avrupa Şampiyonu oldu. Rusya bunu gerçekten hak etti, rakiplerinden üstün bir oyun oynadılar. Ayrıca eskiden bilinen hücuma dayalı, daha bireysel oynayan ve manşette aksayan takım yoktu. Daha takım oyunu oynuyorlar ve manşette yine aksasalar da eskisinden çok daha iyiler bu konuda. Antrenörün takıma gelir gelmez oyuncu değişiklikleri ve yeni kurduğu takımı şampiyon yapması,takdire değer.
Madalya alan üç takımı da tebrik ediyorum! Üçü de hak etti. Turnuvanın sürpriz takımı Belçika, şaşırtan performansı gösteren takımı Rusya, hayal kırıklığı Sırbistan, yine bir hayal kırıklığı Bulgaristan(Sırbistan'ı yenerek başladılar turnuvaya ama sonra devamını getiremediler.) ve şanssız takımı bence Hollanda oldu. 3-2 oynayarak kaybettiler maçlarını. En istikrarlı takım ise bence Almanya. İki şampiyonada da üst üste gümüş madalyanın sahibi oldular. Hem de bireysel olarak çok üst düzey oyunculardan oluşan bir takım olmamalarına rağmen herkese takım oyunu ve azim, istek dersi veriyorlar. Guidetti'nin etkisi de tarışılmaz. Böylece bir şampiyona daha böyle bitti. Keşke biz de o kürsüde olsaydık, takımların madalya almak için kürsüye çıktıkları sahneler görülmeye değerdi. Büyük bir coşku ve eğlence hakimdi. Hepimiz orada yokuz diye üzüldük ama umarım bu kızlar için iyi bir ders olmuştur diyorum. Darısı 2015'e !
Bir sözüm de Alman seyircisine ve organizasyona: MUHTEŞEMDİ! Gerçekten salon tüm maçlarda tamamen doluydu ve Almanlar takımlarına çok iyi destek verdi, geri düştüğünde ayağa kaldırdılar takımlarını. Kazananı alkışladılar, herhangi bir sorun çıkmadı. Organizasyon da çok iyiydi. Almanya bu işten kesinlikle anlıyor ve profosyonel. Özellikle müzik seçimlerine bayıldım! Eski, yeni o kadar güzel şarkılar çaldılar ve yerinde çaldılar ki insanın duydukça kalkıp dans edesi geliyordu. Emeği geçen herkesin eline sağlık!
Bir yazıyı daha bitirdik. Umarım okurken keyif alırsınız. :) Son olarak turnuvanın enlerini paylaşıyorum. Bana göre içlerinde doğru olan da var yanlış olan da. Herkesin fikri farklı olabilir tabi. Sizlerin de yorumlarını bekliyorum:
Fair Play Ödülü: Gert Vande Broek (Belçika)
En İyi Smaçör: Jovana Brakocevic (Sırbistan) (Brakocevic geçen şampiyonanın MVP'si idi. Bu sene de çok iyiydi, Mihaljovic de sakatlanınca neredeyse tek başına taşıdı takımını ama son maçlarda yetmedi. Hak etmedi diyemem ama Goncharova da bir ödül almalıydı bence. Rusya'nın şampiyon olmasında Kosheleva ile birlikte baş rol oynadılar. Onun adına üzücü oldu.)
En İyi Blokör: Christiane Fürst (Almanya) (Fürst gerçekten istikrarı sebebiyle ayakta alkışlanır! Bloklarda her turnuvada en iyi ödüllerini topluyor ve hiç düşmüyor. Çok iyi olmayan hücumlarını da son 1-2 senede çok çok geliştirerek aranılan bir orta oyuncu haline geldi.)
En İyi Servis Atan Oyuncu: Margareta Kozuch (Almanya)
En İyi Libero: Valerie Courtois (Belgium) (Bu ödülü Dürr de alabilirdi bence. Harika bir performans göstermişti yarı final ve final maçlarında özellikle. Çok iyi defanslar yaptı ama ödülü alamadı.)
En İyi Manşet Alan Oyuncu: Suzana Cebic (Sırbistan)
En İyi Pasör: Ekaterina Pankova (Rusya) (Pankova gerçekten eski Rus pasörlere göre takımı çok daha hızlı ve organize oynattı. Ama benim gönlüm Weiss'tan yanaydı. Çok iyiydi ve takımının finale çıkmasındaki baş rol onundu bence. Yine de şampiyon takımın pasörüne verelim dediler sanırım.)
En Skorer Oyuncu: Lise Van Hecke (Belçika)
En Değerli Oyuncu (MVP): Tatiana Kosheleva (Rusya) (En hak edilmiş ödüldü belki de! Kosheleva son Dünya Şampiyonası'nda da çok çok iyi oynayıp, takımının şampiyon olmasında büyük rol oynamıştı ve bu turnuvada da çok iyi oynadı. Kritik anlarda sorumluluk aldı. Gerçekten çok üst düzey bir oyuncu. Kaç metrelik blokların üstünden çatır çutur top öldürdü ve manşetlerini de baya düzeltmiş. Sakatlık nedeniyle uzun bir ara vermişti ama böyle iyi dönmesine çok sevindim.)
0 yorum: