ALLEGIANT Part 1 / Film Yorumu

14:16 orta boy popcorn 1 Comments

Hepinize kısa bir aradan sonra yeniden selam! Malum, hiç güzel günler geçirmedik. Hala da pek bir şey değişmiş değil malesef. İnsanın hiçbir şey paylaşası gelmiyor bu dönemlerde, ne yeri ne zamanı diyorsunuz. "Ne anlamı var?" gibi geliyor. O yüzden, bir süre suskundum. Ama artık geri dönüyorum, hayata dönmek gerek bir şekilde. Ortalığın sakinleşeceği yok kısa sürede, burası da aylarca boş kalmasın. Kısacası, tekrar yazılarla buradayım! Ve tabi sosyal medyada da (özellikle snapchat) tekrar aktif olmaya başlıyorum. :)

Bugün, çıktığı hafta izlediğim ama olanlar nedeniyle bir türlü yorumunu giremediğim "Allegiant:Part 1"ı anlatacağım biraz. Çıkar çıkmaz, kuzenimle gittik. IMAX izleyemedim ama büyük bir fark olduğunu sanmıyorum. Seriyi tekrar okuyordum biliyorsunuz, henüz son kitaba gelmemiştim ve olaylar yüzünden de kitap okuyamadım son dönemde doğru dürüst. O yüzden, kitabı okuyamadan gittim filme. Biraz neler olduğunu unutmuştum. Ama kısa sürede toparladım, zaten olanları bilmenizi gerektirecek çok bir şey yok. Film sizi alıp götürüyor başından itibaren. Son dönemde moda olduğu üzere, son kitabı iki parçaya böldüler ve bir yıl arayla izleyeceğiz filmleri. Bu iş, HP ile başladı. Kalın ve detaylı kitaplarda mantıklı ama çok olay olmayan-kısa kitaplarda çok gerekli değil bence. Uzasın diye gereksiz veya kitabın ruhuna yakışmayacak sahneler eklenebiliyor. Neyse ki, burada böyle bir durum yoktu. Evet kitabın yarısını anlattığı için, bazı kısımlar durağandı ama yine de sıkmadı. Veya saçma bulduğum bir yer olmadı.
Artık duvarın ötesine geçiyoruz. Ki bu benim en heyecanlandığım şeydi hem filmde hem kitapta. Pek beklediğim gibi çıkmadı ama yine de heyecan verici. Tris'i, duvarı aşıp gerçek misyonunu çözmek ve evi bildiği yerde kalıp huzuru sağlamaya çalışmak arasında kalırken izliyoruz. Ayrıntıları vermiyorum tabi. Peter, yine nefret ettirmeyi ihmal etmiyor kendinden. Gerçekten uyuzum kendisine ve Tris-Tobias ikilisi nasıl her seferinde tekrar tekrar affedebiliyor onu aklım almıyor!! Bu arada; Jeannie'yi ben severdim. Belki de oyuncu kaynaklı. :) Ama bu filmde, aslında onun da söylediklerinde az-çok haklı olduğunu görüyoruz. Kadın dedi size: "Duvarın arkası düşündüğünüz gibi değil." diye. :) Gözlerim Kate Winslet'ı aradı ayrıca. Tobias'ın annesini -bazen sinir olsam da- seviyorum, Naomi Watts çok iyi canlandırıyor ya, o saçlar falan çok hoş olmuş bence!

Yine hareketli, macera dolu, aksiyonu bol bir film ama ilk iki filme kıyasla durağan kısımları daha çoktu bence. Özellikle ikinciye göre. Ama yine de, çok akıcı bir film ve neler olacağını merak ettiriyor sürekli. Kitabı okumayanlar için, oldukça sürprizli bir film olduğu da kesin! Müzik kullanımını da seviyorum bu seride, heyecanı daha da arttırıyorlar. Yalnız, aksiyon sahnelerinin biraz daha fazla ve gerçekçi olabileceğini düşünüyorum. Bazı şeyler hafif yapay gözüktü gözüme, özellikle Tobias'ın o kanlar içindeki hali. İzleyenler bilir, bilgisayar oyunu karakteri gibiydi bence. :) Filmde en üzüldüğüm şeyde, izleyenlerin bildiği ölüm sahnesi oldu. Çok sevdiğim bir karakterdi, içim acıdı valla.

Oyuncular zaten çok iyi. Cast çok iyi oluşturulmuş, herkes hakkını veriyor ve uyum da çok güzel. Miles Teller, ayrıca öne çıkıyor yer yer. :) Eleştirebileceğim diğer bir nokta, sonu. Yani devamı gelecek eve ama çok pat diye kesmişler sanki. Biraz daha sakin bir yerde kesilebilirdi. Tamam insanlar meraklansın diye böyle yapılmış ama olaylar başladı başlayacakken, hop ekran karardı. İkinci film de aynı yerden devam edecek tabi. İlk partı tekrar izleyip gitmek lazım kesinlikle. Şahsen bu serinin filmlerini seviyorum hatta "Açlık Oyunları"nın filmlerinden daha çok seviyorum, daha iyi olduğunu düşünüyorum ama yine de hani nasıl desem, o "patlamayı" tam yapamıyor gibi hissediyorum. Hani güzel ama daha da güzel olabilir, bir şeyler eksik kalıyor sanki. İkinci filmde böyle olmamıştım, o en iyisiydi bence. Umarım, son film de öyle olur ve sağlam bir final izleriz. Tabi ikinci filme gidebilirsem. Emin değilim. Sonunun kitaptan farklı olacağına dair yazılar okudum, umarım doğrudur. İlk kez bir filmde kitabın değiştirilmesini istiyorum, yoksa izleyemem gibi.
Sonuç olarak, seriyi okuyanlar veya önceki filmleri izleyenler zaten kaçırmayacaktır. Aksiyonu bol bir distopya izleyip, günümüz dünyasından uzaklaşmak isteyenlere de ilk iki filmi izleyip bunu da vizyondayken kaçırmamalarını öneririm. İkinci film kadar olmasa da, oldukça beğendim filmi. Hani unutulmaz değildi ama gayet iyi vakit geçirtiyordu. Bu arada; Shailene Woodley, şu seri bitse de oyunculuğunu daha iyi göstereceği daha kaliteli filmlerde oynasa diye gün sayıyorum artık. Filmin IMDB sayfasına gitmek isteyenler, tıklasın. 

Siz de izlediyseniz, nasıl buldunuz? En beğendiğiniz sahne hangisiydi? Son filmden beklentileriniz neler? Yorumlarınızı bekliyorum. Bana tüm sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz. Umarım, keyifle okuyacağınız bir yazı olmuştur. Sonraki yazıda görüşmek üzere! :)

1 yorum: