Kocan Kadar Konuş-Şebnem Burcuoğlu

14:15 orta boy popcorn 0 Comments


{ Türkiye'de kadınların DNA'larına kodlanmış olan evlenme saplantısı, ne yazık ki bizim ailede daha yoğun. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize bu evlenme saplantısı kalmış. 'Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş' atasözü, anneannem Peyker'in lafıdır. Yani o sözü söyleyen ata, bizzat benim anneannem.

Sözün özü, kocan varsa varsın, yoksa da geçmiş olsun. Hele ki bir de 30'una gelip de bekâr kaldıysan bu dünyada yatacak yerin yok!"

Evli misin?
Ya nişanlı?
Sevgilin var mı?
O da mı yok!
Yaş kaç?
Hmm. Anlaşıldı.

Sen en iyisi bu kitabı bir oku. Yalnız değilsin Türk kızı! Senden çok var -ay bunu da yanlış anlayıp trip atarsın sen şimdi. Yok, öyle demek istemedik. Ailen, çevren, eşin-dostun-arkadaşınkankan, hepsi evlilik lafı ediyor değil mi? Ama zor iş.

Koca bulmak ÇOK zor iş arkadaş… }


Herkese selaaaam! :) Yine hiçbir şey anlamadan, koca bir yazı daha bitirdik sayılır. Tabi yazın yarısı bütlerle geçerse, bir şey anlamamam doğal! Kaç senedir ömrüm çürüdü yahu! :( Neyse, öyle ya da böyle yaz bitti bitecek. Havalarda belirgin bir serinleme oldu. İzmir'de olduğum için şanslıyım, bir süre daha güzel havalar sürer ama okullarla birlikte herkes yoğun temposuna geri dönecek. Şu kalan son günlerimizin tadını çıkaralım en iyisi! :)

Kocan Kadar Konuş'u okuyalı baya oldu aslında ama yorumunu girememiştim bir türlü. Geçen hafta evde olmadığım için yazamadım. Açıkçası, öyle çok yorumlanacak bir şey de yok zaten. Kitap, çıktığı günden bu yana çok satanlardan düşmedi! Bir anda patladı, çok popüler oldu ve herkesin dilinde dolandı. Ben de merak edip almıştım. Aslında, bu kadar kısa ve büyük puntolu bir kitaba bu fiyat fazla bence. Kitap fiyatlarında ciddi bir düzenlemeye gitmek gerek gerçekten. 

Kitap; artık herkesin bildiği üzere, Efsun adlı bir kadının 30 yaşına gelmesine rağmen evlenememesini konu alıyor. İş hayatı ve kafa yapısı-beklentileri sebebiyle, aradığı kişiyi bulamamış bir türlü. Ailesi ise, Efsun'un tam zıttı. Sürekli baskı halindeler, artık iyice evde kalmış muamelesi yapıyorlar kıza. Aile de ne aile! Çok kalabalık ve özgün bir ailesi var Efsun'un. Sonunda bu baskıları kaldıramayan Efsun, "Acaba bende mi bir sorun var?" diye düşünmeye başlıyor ve harekete geçmeye karar veriyor. Tam bu sırada da, karşısına lise aşkı-hayatı boyunca en çok sevdiği kişi-yıllardır görmediği Sinan çıkıveriyor! Hem de yıllar sonraki karşılaşmaları oldukça kötü bir şekilde oluyor. Sinan zamanında İsviçre'ye okumaya gitmiş ama giderken de Efsun'dan bir işaret beklemiş. Efsun ise, o yaştaki aklı ile bir şey yapmamış ve gitmesine izin vermiş. Hayatı boyunca da bundan pişman olmuş. O kadar yıl sonra karşılaştıklarında olacakları ise, okuyun ve görün diyorum. :)

Ama Efsun'un evde kalma sebebiyle karakterini değiştirmeye çalıştığını da unutmayın. İstemeden bambaşka biri gibi davranmaya başlıyor ve hem çok komik hem de yuh diyeceğiniz olaylar oluyor. Sinan'ın bu değişime karşı tavrı ise, okuyanların anlayacağı bir tavır ancak. :) Bu kadar olay olmasından sonra, ben kitaba büyük bir beklentiyle başladım. Zaten biz kitapseverlerin en büyük hatası da bu. Yanılgıya düşüp çok şey bekliyoruz, sonra da PUF! Kesinlikle kötü bir kitap değil. Bir kere çok eğlenceli, Efsun'un kendisiyle ve Sabahattin Ali ile konuşmaları çok komik. Ailesi desen ayrı komedi. :) Çok sade ve akıcı bir dili var. Hani bir oturuşta bitirilebilir ama ben bitiremedim. Çünkü; doğruyu söylemek gerekirse, bazı yerlerde biraz sıkıldım. Çok değil ama biraz. Yani çok boş geldi bana açıkçası bazı sayfalar. Hani boş replikler, saf komiklik için yazılmış olaylar.. İlla her kitap derin olacak diye bir şey yok ama burada biraz fazla "laylaylom" bir yazım hissettim ben. Bir de, Efsun'a yer yer çok sinir oldum. Sinan'ın yanında çok saçma davrandı bazı yerlerde. Değişmek isterken, kendi öz kimliğini kaybediyordu neredeyse.. Neyse ki..... ( Devamını tabi ki yazmıyorum!)

Sonuç olarak; özellikle yaz ayları için ideal bir kitap. Tam deniz kenarında okumalık! Okullar açılmadan rahatlamak ve eğlenmek için okuyun derim. Ama büyük beklentiye girmeyin. Zaten çabucak biter, ben de aradan çıkarayım demiştim. Eğlencesi bol bir kitap. Okuyup çoooook beğenen ya da hiç mi hiç beğenmeyen varsa, yazın da tartışalım. :) Herkese keyifli okumalar!



Puanım: 4/5

0 yorum: