ORTA BOY POPCORN'LA RÖPORTAJLAR 7 / İLLE KİTAP (İNCİ)

14:43 orta boy popcorn 3 Comments


Güzel bir Perşembe gününden herkese merhaba! İzmir'de havalar biraz olsun ısındı ama bu kez de yağmur geldi. Benim oturduğum yere pek yağmasa da sürekli havanın kapalı olması can sıkıyor. Gündüz bile gece gibi hissediyorum. Çeşitli nedenlerle çok sık paylaşamadığım röportaj yazılarına artık düzgün bir şekilde devam etmeyi planlıyorum. Bugün; sıra "İlle Kitap" blogunun sahibi İnci'de. 

Ben onun blogunu uzun zamandır takip ediyorum, gerçekten bu işe en çok emek verenlerden biri bence. Her yazısı ayrıntılı, her yazısı düşünerek yazılmış. Yazı sıklığına ve özellikle de paylaştığı hikayelere hayranım. Son hikayesinin her bölümünü merakla bekleyerek okudum ve malesef final yaptı. İnci'ye tekrar teşekkür ediyorum buradan, çok çabuk ve çok sıcak bir şekilde cevap verdi. Hatta uğraşıp metni kendi düzenlemiş bile! Renkleri ayarlamış, her şeyi hazır hale getirmiş. İşimi ne kadar kolaylaştırdığını anlatamam, bunun için ekstra teşekkürler! :)

Bakalım benim sorularıma İnci'nin cevapları nasıl olmuş?




Öncelikle, röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkürler canım. Blog işine en çok emek harcayanlardan birisin, senin de etkinliğe katılman harika oldu! Sorular az değil ama çoğunun cevabı kısa olduğu için sorun olmaz diye düşündüm. Sorulara geçmeden, bize biraz kendinden bahseder misin? Kimdir, nasıl biridir bu blogger?

Rica ederim ne demek, bende böyle bir teklifle bana gelmenden çok onur duydum =) Kendinden bahsetmekten hiç hoşlanmayan biriyimdir ve bu tür sorulardan nefret ederim =) 26 yaşındayım (88 doğumluyum ama inatla 27 demiyorum aralıkta 27 olacağım =)) neredeyse 2 yıldır mühendis olarak çalışıyor olup kendi mesleğimi yapıyorum. Biricik babasının biricik prensesiyim kısacası ;) hehe bu kadar daha fazla şey çıkmaz benden bu soruya =)

SORULAR:

1) Klasik soruyla başlıyorum, nereden geldi bu blog açma fikri?

Blog açma fikri Çiğdem’den geldi. Bir gün durup dururken hatun gel bir blog açalım kitaplar üzerine, yorumlarımızı yazarız, yazarlarla röportaj yaparız, kitaplara dair her şeyi yaparız dedi. Bende o sıralar henüz çalışmaya başlamamıştım günde bir kitap bitiriyor yorumlarımı facebook dünyasında paylaşıyordum. Durum böyle olunca kabul dedim ve girdik bu işe. Yani fikir benim değil Çiğdem’indi =)

2) Hiç açtığına pişman olduğun ya da artık uğraşmak istemediğin için veya başka bir sebeple bırakma noktasına geldiğin oldu mu?

Hayır olmadı! Hayatımda tam anlamıyla olmazsa olmazlardan biri artık blog! Öyle ki düşün tatile gidiyorum ve gitmeden o hafta yayınlanacak yazıları programlayıp öyle gidiyorum. Blog benim ilgilenmekten zevk aldığım her dakikasına değdiğini düşündüğüm yegane şey =)

3) Blogunu ilk açtığında, bu kadar okunacağını tahmin ediyor muydun?

 Açıkçası tahmin etmiyordum. Çiğdem’in de benim de tek bir düşüncemiz vardı bir iki kişi bile olsa biz keyif aldığımız sürece uğraşırız! Öyle başladık. Hiç kimse olmasa bile keyif alıyordum blogla uğraşmaktan ama tabi bunun karşılığında bir şeyler alıyor olmak paha biçilemez. Sırf benim yorumlarım ve önerdiğim için kitap alan okurlar olup da bana olumlu bir şekilde geliyor olmalı beni tarifsiz bir şekilde mutlu ediyor =)

 4) Blogun için tam bir kitap bloğu diyemeyiz. Sen de benim gibi birçok şeyi yazıyorsun. “Daha çok yazmak istiyorum.” Dediğin bir şeyler var mı?

Aslında kısmen başka şeyler var diyebilirim. Tamamen kitap bloğu olarak açmıştık, kitap yorumları olacak, kitap haberleri ve alıntıları olacaktı, sonra röportajlar olsun dedik. Ama tamamen kitap dünyaıs üzerine kurulu olacaktı. Sonra işin içine yazdığımız hikayeler girdi. İlk Çiğdem yayınladı sonra onun gazı ile ben başladım derken mimler girdi işin içine falan… ama yine de “kitap dünyası” içerisindeyiz, farklı boyutlarda bir şeyler yok =) Ne bileyim bir moda, makyaj alışveriş sinema falan olmaz =)) Allah’ım ne sordun ben ne anlattım :D Kısacası hayır bu olanların dışında başka bir şey yazmam ben :)

5) Buraya kadar herkese sorduğum klasik soruları sordum. Şimdi biraz özelleştireyim. Neden İlle Kitap? Bence orijinal ve güzel bir isim. Hayatta her şeye rağmen, ille kitap ille de kitap süper slogan! Olmazsa olmazlar sonuçta. Senin fikrin miydi?

Tabi ki benim fikrim değildi! :) Çiğdem’in fikriydi, slogan da isim de… ben o kadar yaratıcı değilimdir hem :) Hatunumu buradan bir kez daha tebrik ediyorum süper bir tercihti İlle Kitap =)

 6) Blogu Çiğdem ile beraber açtığınızı biliyorum ama artık o da ayrı yazıyor. Uzun süre birlikte yaptıktan sonra ayrılmak zor oldu mu? Neden böyle bir karar aldınız özel değilse?

Çiğdem’in okulu dolayısıyla çok fazla zaman ayıramıyordu bloga ve sadece benim ilgileniyor olmam onu  sanırım biraz rahatsız ediyordu hiçbir katkısının olmadığını söylüyordu hep ve ben ayrılayım başka bir blog açayım falan deyip duruyordu bende kabul etmiyordum, sonra açmaya karar verdiği blogun temellerini atmaya başladı derken ayrıldık, ama bence ayrılmadık ben hala İlle Kitap’ta onun parmağını olmadı tırnağının ucunun dokunuşunu hissediyorum. Hala blogda yazar, admin, kurucu ve asla gitmesine izin vermem. Yani anlayacağın yarı yarıya bir ayrılık bu, bu işe onunla girdik ve beni terk etmesine asla müsaade etmem :D İlle Kitap her ne kadar sadece benimmiş gibi görünse de ve öyle lanse ediyor olsak da Çiğdem gizli ortağım benim :) Şu ismini açıklamayan bağışçılar var ya onlar gibi ;)

 7) Blogunun banner’ı harika bence! Çook değişik, onu nasıl yaptın yahu? Photoshop’la falan pek olacak bir şeye benzemiyor. Farklı ama çok iyi bence. Sanırım tasarım, blog düzeni konularında baya bilgin var?

 Aha! İtiraf ediyorum benim hiçbir bilgim yok bu konularda tam anlamıyla cahilim yani. Banner, tasarım, düzen her şey Çiğdem’in emeği! Her şeyi o yaptı. Zaten kendisi bu konularda oldukça bilgili ve bilgisini ve yeteneğini konuşturdu diyebilirim :)

8) Şu en tepedeki “Yazar girişi” kısmı nedir? Hep merak ediyorum.

Onu siz de mi görüyorsunuz? Ahahah :) peki açıklayayım blogda yazar olan, yani bizim, blog ayarlarına, yazar sayfasına, blogger kısmına giremiz için bir buton. Kısa yolu yani bir nevi :) O da Çiğdem’in ürünü =)

 9) Çevrende kimler bloğundan haberdar? Ailen, akrabaların, arkadaşların biliyor mu?

Ailem kesinlikle biliyorlar, söylemesem onlara saatlerce bilgisayar başında olup bir şeyler yazıyor olmamı nasıl açıklayacağım ve haddi hesabı olmayan kitap alma hevesimi =) arkadaş çevremde de bilenler var, tabi ki kuzenlerimden bazıları da biliyor. En azından kitaplarla ilgili olan kuzenlerim biliyor :) Hatta arkadaş çevremden okuduğum kitapların yorumlarına bakıp kitap alanlar da var ;)

10) Blog turlar hakkında ne düşünüyorsun? Sen de bir tura katılmak ister miydin? Hadi bir de en sevdiğin turu sorayım, kimse alınmasın tabi.

Blog turları… öyle guruplu, programlı şeylere bulaşmayı normalde istemiyorum ben biraz single takılmayı severim. Bu konuda İlle Kitap olarak teklif aldık birkaç kez ki bende Çiğdem’e sordum onunda benim gibi düşünüp single takılmayı istiyor olması canım minnet olarak hep reddettik. Blog tur olarak şimdilik bir etkinliğim yok ama belki gelecekte bir şeylerin sinyalini verebiliriz :) Bknz: Historical Hunters ;)

En sevdiğim blog turu… ımm… öyle deli divane takip ettiğim blog turu yok, bütün turlar kendilerince güzel şeyler başarıyorlar, aldıkları turu hakkıyla yerine getiriyorlar. Çok politik bir cevap oldu, ama itiraf edeyim ÜKG iyi reklam yapıyor turlarında bunu inkar edemem :) kızlar cidden fenalar ;)

 11) Alıntılar adlı bir köşen var. Çok yaratıcı bence, kimsede köşe olarak görmedim. Ona bakarken röportajları da fark ettim. Uzun zamandır yapmıyorsun, yenileri gelecek mi?

Alıntılar… O kısım da Çiğdem’in başının altından çıktı. Çiğdem ne kadar çok şeye ön ayak olmuş :) Röprotajlar da aynı şekilde… Gerçi artık alıntı paylaşmıyorum, yorumların içerisinde paylaştığım için ayrı bir alıntı yazısı yapmıyorum artık. Röportajlarsa… uzunca zamandır yapmadığımızın farkındayım ama aklımda bazı planlar, yakında daha doğrusu biraz daha zaman yarattığımda yenileri için çalışmalara başlayacağım =) Kimler aklımda, kimlere teklif edeceğimi söylemeyeyim, hem olurda reddedilirsem duyurmamış olurum hem de kabul edilirse sürpriz olur ;)

12) Bloga ne zaman ne yazacağını nasıl belirliyorsun? Kafana göre mi takılıyorsun? Çok sık ve ayrıntılı yazı giren birisin, tebrik ediyorum valla.

Bu kısımda bende kendime şaşırıyorum açıkçası ama şöyle bir programım var aslında tamamen kendiliğinden gelişen bir program – tabi bazen dışına da çıkıyorum – hafta içi okuduğum bitirdiğim kitapların yorumlarını genelde haftasonu yazıyorum, onları da hafta içi yayınlanacak şekilde programlıyorum. En basitinden Çarşamba akşamları SBH akşamı olduğu için pazartesi yorum yayınlasam çarşamba bölüm gelir bir sonraki yorum da perşembe cuma gibi gelir diyerekten programlıyorum. Ama bak mesela Meral ablanın kitabı Aşkı Seçtim’in yorumunu cuma akşamı yazmıştım pazartesi yayınladım şimdi SBH’nin bölümü haricinde yazılmış hali hazırda bir şey yok eee bütün hafta boş mu geçecek tabi ki hayır İnci hemen bir şeyler düşünmeli… Sanki günleri doldurmayıp, uzunca bir süre bir şey yayınlamazsam çocuğuyla ilgilenmemiş bir anne gibi hissediyorum kendimi. Hmm şunu da itiraf edeyim yazacak hiçbir şey bulamazsam da yayınevleri sağ olsun, çıkardıkları kitapların tanıtımları bile yeni bir yazı konusu oluşturuyor :)

13) Sen de dahil şu bazı bloglarda gördüm Bumerang üyeliği nedir yahu? Yazar kafe falan? Hiç anlayamıyorum bu tarz şeyleri.
Bumerang, Hürriyet Yazar Kafesinin alt kuruluşu gibi bir şey sanırım, oraya üye oluyorsun, blogundaki yazıları orada paylaşıyorsun, daha fazla okur kitlesine hitap etmiş oluyorsun. Bumerang ve Yazar Kafe aynı şey. Sadece reklam boyutu farklı olunca göze dolgun görünüyor ;)
Aslında çok basit, Google amcaya Bumerang yaz seni bumerang.hürriyet.com.tr adresine götürür yanılmıyorsam böyle bir şeydi adresi, oradan kayıt olduğunda zaten bloğunda paylaştığın yazıları orada paylaşıyorsun. Blogda gördüğün şablonlarda bumerang üyelerinin bloglarında kullanmaları gereken şablonlar. Her bumerang üyesinde var o şablon. 
Biraz da kitaplarla ilgili sorulara geçelim.
14) Nasıl bu seviyede okumaya başladın? Örnek aldığın biri mi oldu ya da kim teşvik etti? Ve “İşte ben bu kitaptan sonra kitap kurdu oldum.” Dediğin bir kitap var mı?
Aslında ben okurdum sadece bu kadar sık okumazdım. Üniversiteye yeni başladığım dönemlerde Twilight serisini bir haftada 4 kitabı bitirip ardından da J.McNaught’un İçinde Aşk Saklı’nın çok fazla övülmesi dolayısıyla almış iki güne bitirmiştim sonra bir baktım ki devamı geldi. Bir de ben Ataşehir tarafında oturuyorum ama okulum Avcılar’daydı iki buçuk üç saatim yollarda gidiyordu dolayısıyla en iyi zaman geçirme aracım kitaplardı o zamanlar. Böyle böyle daha sık ve daha çok okumaya başladım derken mezun olup da iş arayışına girdiğim dönem de aldı başını gitti :) Hatırlıyorum da sırf elimdeki kitabı çok heyecanlı gidiyor diye bırakamayıp sınava çalışmadan finallere girmiş ve bütünlemeye kalmıştım. Ne günlerdi be :D Ama kesinlikle Tiwlight Serisi ve J.McNaught’un Westmoreland’ları benim için dönüm noktası oldu diyebilirim :)
15) Sence kitap okumak isteyen ama alışkanlığı olmayanlar veya sıkılanlar ne yapmalı? Nasıl bir şeyle başlamalılar?
Eğer ki içinde okuma hevesi varsa beğeneceğini düşündüğü şeylerle başlamalı ama içinde okumaya dair bir heves yoksa ne yaparsanız yapın onu okuma alışkanlığı edindiremezsiniz! Bunda çok iddialı konuşmuş olabilirim çünkü en basit örneği kardeşim bu konuda. Adam bir hevesle John Verdon’ın Aklından Bir Sayı Tut kitabını okudu ki kardeşim asla kitap okumaz ama bu kitabı 2 günde bitirdi ve bir hevesle Şeytanı Uyandırma kitabını aldırdı (bunu da bana aldırttı ayrı bir konu o da:)) ama gel gör ki kitabın kapağını açmadı sadece dokunmakla kaldı!
Dediğim gibi eğer içinde bu heves varsa, yaşına ve zevkine uyacak doğru kitapla ona bu alışkanlığı edindirebilirsin ama içinde yoksa… çıks… kafasına silah dayasan da okumaz.
16) 9.soruyu genel olarak ele alırsak, ülkemizde okur sayısının (ve her çeşit kitap okuma anlamında) artması için sence ne gibi şeyler yapılabilir? Başbakan olsan ne yapardın gibi bir soru da olsa herkese soruyorum.
Yeni nesile okullarda en azından dayatmalı bir şekilde klasikler okutulacağına sadece kitap okuma zorunluluğu olsa bence okuyan bir nesil yetişir. Bunun da en iyi örneği kuzenim. Kendisi Anadolu Lisesi’ne başladı bu yıl ve iki senedir benimle Tüyap’a gelir ve hevesle kitaplar alır hangi birini okudu derseniz… kapaklarını açtığını sanmam ama bu sene liseli olan bu küçük hanım okuldan zorunlu olarak kitap okunması istenmiş ve son sınavlarında okudukları kitap için bir soru olacağı söylenince bir kitap okudu ben bile şaştım. Şimdi gelmiş karşıma Uranüslü Tuna’ya asılır modda. :)
Yani demek istediğim, evet okumak zorunlu olsun ama bırakalım gençler ne okuyacaklarına kendi karar versin. Kabul edelim ki –bizler de o sıralardan geçtik – zorunlu olarak okutulan klasikler gençlerimizi okuma aşkından soğutuyor! Şahsen ben hiç hoşlanmıyorum klasikleri okumaktan ama bu demek değildir ki okumadım, okudum ama kendi isteğim ve irademle değil! :(
Sorulara çok alakasız cevaplar veriyorum sanki… öyle bir hisse kapıldım sanki :) aman sıradakine geçeyim ben :D
17) Hayalindeki kitaplık?
Yerden duvara kadar koca bir duvarı kaplayan hayır hayır bir duvarı değil, kocaman bir odanın dört duvarını kaplatan raflardan oluşan ve her bir rafı tıka basa dolu olan bir kitaplık hayalim :) bir kitap kurdunun başka nasıl bir kitaplık hayali olur ki :) :düşünenifade:
Dip Not: şimdilik odamın iki duvarı kitaplıkla kaplı amacım dört duvarını kitaplık yapmam ama yatağımı nereye koyacağım bilemiyorum hadi yerde yattım diyelim odamdaki camı ne yapacağım bilemedim :(
18) Başucu kitabın? Kitapların?
Bir şey itiraf edeyim mi benim bir tane değil bir sürü başucu kitabım var diyebilmek isterdim ama yok… Okuyup bayıldığım, sevdiğim bütün kitapları bu kategoriye koyabilirim ama bu demek oluyor ki kitaplığımın yarısından fazlasını yazmak. O anki ruh halime bağlı olarak değişiyor başucu kitabım ne yazık ki bir tane ya da birkaç tane isim veremeyeğim :(
 19) En sevdiğin 3 yazar?
Yerli? Yabancı?
Yerli Yazarlar => Meral Kır, Vefa Enver, FMArsal, Fatma Erdek. Dört oldu biliyorum ama birini çıkarsam diğerine haksızlık edecekmişim gibi geldi. Aslında çok fazla var en sevdiğim her kitabını alırım dediğim yazar ama… şimdilik dörtle sınırlı tuttum ;)
Yabancı Yazar => 3J’ler, Pamela Clare, Monica McCarty ve Jennifer Armentrout :) nasıl cevap ama hahaha çok fazla yazar oldu ama bu yazarların her kitabını almış olmamdan dolayı en sevdiklerim :)
20) En sevdiğin türler? “Asla okumam.” Dediğin bir tür var mı?
En sevdiğim tür historical romance, romance diyebilirim tabi paranormalde sevmeye başladım :) asla okumam diyeceğim tür kişisel gelişim. Ama korku romanlarını pek sevmiyorum etkisinde kalıp geceleri annemin yatağına gitmek istemem ahh bir de Dizüstü Edebiyatının da benim türüm olmadığını keşfetmiş bulunuyorum.
 21) Harry Potter’da en sevdiğin 3 büyü? (Herkesin bildiğini varsayıyorum tabi.)
Ama ben bilmiyorum. Ben Harry Potter okumadım filmlerini izledim ama büyüleri hatırlayacak kadar da çok izlemedim, izle geç şeklindeydi :) şuan kendimi çok ezik hissettim. Cidden fenomen olunan bir seriyi okumadım ama ne yapayım hiç ilgimi çekmedi :/
 22) Yazarları sosyal medyada çok sık takip eden birisin. Bu nedenle sana değişik bir soru sormak istiyorum. Gördüğün kadarıyla tabi, sence okuyucuyla en ilgili ve sosyal medyada aktif 3 yazar kim? Yerli-yabancı söyleyebilirsin.
Yabancı yazar söyleyemeyeceğim çünkü çook ileri derece bir İngilizcem yok dolayısıyla sadece öyle bir takip modundayım. Ha bir kitabı çıkmış türü neymiş seri miymiş tek miymiş, konusu neymiş öyle bir takip modum var yabancı yazarlar için.
Yerli yazarlardan ise, Asude okurlarıyla sıkı bir iletişimi var, Aslıhan Akagöz’ün de öyle bir durumu var. Meral abla… her bir okuruna ayrı bir sevgi ve saygıyla yaklaşıyor her birine tek tek cevap veriyor gözlemlediğim kadarıyla. FMArsal (Fatih Hoca) yine okurlarıyla çok iletişim halinde ve Vefa Enver… bu yazarlar her şekilde okurlarıyla bir iletişim halindeler. Nasılsınız deseniz iyiyiz siz diye sorarlar eminim ki =) Yeni yeni takip etmeye başladığım birkaç yazar daha var eminim onların da tutumları aynı okurlarına karşı, samimi içten ve sıcaklardır.
23) “En sevdiğin kitap?” gibi bir soru sormayacağım. Bu bizim gibiler için çok zor. Ama en sevdiklerini sayar mısın bize?
Tabi ki sayabilirim, dur bir dakika sana ben kitaplığın listesini göndereyim hemen :P en sevdiğim kitap… ya bu devamlı elime alıp okuduğum kitap olarak mı cevap vermem gereken soru yoksa son zamanlarda sevdiğim kitap mı bilemedim. İçinde Aşk Saklı ve Düşler Krallığı arada alıp aralarını karıştırdığım bir kitap, Monica McCarty’nin Asi kitabı da öyle… Garwood’un Düğün ve Fidye kitapları Connor ve Brodick favorilerim ;) Ahh Dodo (Seni Sevmek İstemedim) ve Tahir’i es geçemem (Yalnız Gözlerin İçin). Son zamanlarda Vefa Enver’in Bunu Sen İstedin kitabını da çok karıştırıyorum… Sanırım Baran’ı özledim ;)
Grey’i söylemedim ama gerek yok sanırım Grey bu yani unutulacak, atlanılacak bir adam değil ;)
Bu soruya ara ara ya da son zamanlarda elime kitabı alıp sayfalarını karıştığım kitaplar olarak düşünerek cevap verdim yoksa yazacağım çok kitap olurdu :)
24) Şu kitabı şu yazar yazsa keşke dediğin ya da nasıl olurdu dediğin kitaplar ve yazarlar var mı? Ateş Serisi’ni J.K.Rowling’in yazmış olması mesela.
Imm… yok öyle bir şey dediğim olmadı hiç. Ben her yazarın kendi sihirli bir kalemi olduğuna ve o kalemle sadece o yazar belirli bir eser çıkaracağına inanırım. O kitabı başka bir yazar aynı tatta yazamaz bence. Her ne kadar mükemmel bir yazar olsa da… Mesela İçinde Aşk Saklı’yı Garwood yazsın bakalım… çıks olmazdı… bunu diğer yazarlar içinde söyleyebilirim. Her yazarın üslubu, kelimeleri kağıda döküşündeki sihir başkadır, başka biri onun gibi yapamaz…
25) Kendine en yakın hissettiğin karakterler?
Şöyle bir kitaplığıma baktım da… sanırım Vefa Enver’in “Çocuk da Yapamadım Kariyer de” serisindeki Aslı ya da FMArsal’ın Şahane Gelin kitabındaki Gülay… Aslı’da fazlasıyla Gülay’dan birazcık kendimden parçalar gördüğümü itiraf edebilirim.
26) Peki ya en sevdiğin 3 karakter desem? Kadın-erkek ayrı sayabilirsin.
Hmm…Niye sınırlama getiriyorsun böyle ama ya… 3 niye? Niye 5 yada 10 değil de 3? Bu rakamın ne özelliği var? Pofff… hangi birini yazsam ki acep? :(
Kadın => yok ki :D ben erkeklere hayranım ne yapayım kadınları ;) Neyse bir iki isim söyleyeyim bari… Jessica Stanton (Sessiz İntikam), Withney Westmorland (İçinde Aşk Saklı). Çok bakındım ama çıks… başka hayran olduğum kadın yok :)
Erkek => Royce Westmorland (İçinde Aşk Saklı), Connor McAlistar(Düğün), Brodick Buchannan(Fidye), Doruk Akman(Aşkı Seçtim)
Ben anlamam, üç tane de söylemem 4 benim uğurlu sayım o yüzden dörtlüyorum ;)
27) Okuduğun kitaplara göre, mükemmel erkeği yarat desem hangi karakterlerin hangi özelliklerini alırdın? Bu sorumu çoook seviyorum.
Birkaç karaktere gerek yok ki… benim için mükemmel erkek = Doruk Akman… cidden uzun zamandır bir erkek karaktere bu kadar aşık oldum! Hatalar yaptı, hataları telafi edeyim derken batırdı ama sevgisine her şekilde sahip çıktı… Hatalı, kusurlu, yakışıklı, ne istediğini bilen, istediği şeyi elde etmek için savaşan bir adam… bir yerlerden bir adet Doruk çıksın lütfennn….:)
28) Saçını başını yolmak istediğin, okurken sana cinnet geçirten karakterler?
Leah Smith! Normalde bu kadar beni çıldırtan karakterler olmaz ama bu kadının hiçbir ele avuca alınan normal tarafı yok ki… hasta, psikopat, dengesiz şey… Okurken çıldırmama ramak kalmıştı. Bu arada kitabın adı Tehlikeli Kızıl.
29) Sonunu elinde olsa kesinlikle değiştirmek istediğin kitaplar var mı? Varsa, neler?
Aşkı Seçtim’in sonunu değiştirmek isterdim. Mesela Asya ölse Doruk aniden çıkan İnci adında bir kıza aşık olsa… İnci Doruk’un çocuklarına anne olsa sonra kendi bebecikleri olsa falan… :) mutsuz sonla biten kitapları okumuyorum genelde, mutlu sonla biten kitaplarında sonunu değiştirmek istemem :) mutlu son işte nasıl değiştireyim ;)
30) Bir kitabı sana okutan en büyük etmen nedir?
Konusu, kurgusu haricinde mi? Yazarı… Eğer daha önceden okuduğum sevdiğim bir yazar ise konusuna bakmadan alırım ama ilk okuyacağım yazar ise… öncelikle konusunu ilgimi çekmeli…konusu ilgimi çekmezse bile en azından yorumuna, zevkine güvendiğim biri tavsiye etmeli.
31) Yarım bıraktığın kitap var mı?
Var.S*ktirgitli Aşklar ve Seni Hissediyorum kitaplarını yarım bıraktım devamını getiremedim.
32) Keşke içinde olsaydım dediğin kitaplar-dünyalar?
Imm…zaman zaman Highland’da olmayı istiyorum. İskoçya’da beyliklerden birinde… ama sonra ondan vazgeçiyorum. Tamam biz yakışıklı sahiplenizi savaşçı beyleri okuyoruz ama aha da bahtıma hiçbir işe yaramaz çirkin herifin teki çıkarsa karşıma… yok güzelim ben böyle iyiyim ;) ama garantisi varsa bir tane Ramsey, Brodick, Alec ya da Jamie falan çıkmasının o zaman uça kaça giderim ;)
33) Şu ara çıkmasını en merakla beklediğin kitap?
Meral Kır’ın 3. Kitabı Yoluma Aşk Düştü… Aşkı Seçtim çok fena bitti, Ahmet ve Sena’nın hikayesini merak ediyorum.
34) En sevdiğin yayınevleri?
Ephesus, Yabancı, Aspendos… Türk yazar çıkarma kısmından da Müptela, Postiga diyebilirim.
35) Kitap fuarları hakkında ne düşünüyorsun? Bunu herkese sordum ama sizlerin de düşüncelerini merak ediyorum. Hiçbirimiz kaçırmamaya çalışıyoruz sonuçta.
Daha sık yapılmalı ya da daha uzun olmalı. Bence bambaşka bir dünya fuarlar… Sanki başka bir boyuta giriyormuşum gibi hissediyorum o kapıdan içeriye adım attığımda… Benimle aynı frekansta olan, aynı zevki paylaştığım insanlarla aynı havayı soluyorsun… bu paha biçilemez bir şey… tabi bunun yanında hiç tanımadığın kişilerle rahatlıkla sohbet ediyorsun, kaynaşıyorsun ki bu benim için çok kolay bir şey değildir. Ben her ne kadar öyle görünmesem de çok çekingen bir yapıya sahibim ve o an o kapıdan girdiğimde çok fazla girişken oluyorum…
Kitap fuarları kelimenin tam anlamıyla, bambaşka bir boyuta açılan bir kapı gibi…
36) Yerli yazarları çok okuyorsun, hatta en çok okuyan blogger bile olabilirsin! Son dönemde yerli yazar sayısı çok arttı. Bu güzel bir şey tabi ama bana artık çoğu kitap aynı konuyu anlatıyormuş gibi geliyor. Senin bunlar arasında en beğendiklerin ve okumayanlara önerebileceklerin neler?
Güzel bir soru! Öncelikle şunu söylemek istiyorum aşk romanlarında bir yerden sonra benzer konular oluyor bu değişmez bir gerçek. Bir kadın bir erkek… belki ihanet… belki entrika… belki karşı çıkan aileler… belki aşık olduğunu inkar eden taraf… belki… belki… belki… bu belkileri böyle sıralayabiliriz. Fatih Murat Arsal bir röportajında aşk romanlarının “bir yerden sonra benzer olmaları normal çünkü orijinal kurgular Barbara Cartland gibi meşhur klasikleşmiş yazarların döneminde bitti. Onlar zaten yazılabilecek her şeyi yazdı” demişti. Ben ona katılıyorum bir yerden sonra benzer konulara denk gelmek mümkün ama bu farklı kalemlerle emin ol bambaşka bir hikaye gibi okunuyor… Bu yüzden bence hep aynı kurgu deyip de burun kıvırmamalı diye düşünüyorum bu yüzden de her Türk yazarımıza bir şans verme taraftarıyım.
Önerebileceğim Türk yazarlar; Vefa Enver, Fatma Erdek, Fatih Murat Arsal, Asude, Meral Kır, Selvi Atıcı ve Aslıhan Akagöz diyebilirim bunlar hiç okumayan ya da ön yargılı olanlar için süper bir adım olacaktır. Ahh sanmayın ki sadece bunlarla sınırlı Türk yazarlar… Şuanda kitaplığımda, 11 farklı Türk yazarın kitaplrı var okunmayı bekleyen.
37) Bir de şunu sorayım, sendeki bu yerli kitap okuma sevdasını gazlayan kitap ne oldu?
Ahhh ahhh… deşme yaramı… hepsi Fatih Murat Arsal’ın suçu… Zoraki Koca Şahane Gelin benim ilk Türk yazar kaleminden okuduğum kitaptı! Bak tarih bile verebilirim. 2008’in Haziran ayında finallere hazırlanan çiçeği burnunda bir üniversiteliyken bir gece ders çalışmaktan bunalıp e-book olarak yayınlanan herkesin konuştuğu Osman’la tanıştım. O gece sabahladım, uykusuz sınava girdim, bütünlemeye kaldım derken Fatih Hocanın hayranı oldum ve Türk yazarlara da şans vermem gerektiğini düşündüm zaten onun ardından da Vefa Enver ile tanıştım… eeee iki büyük kalem daha ne diyebilirim ki :)
38) Klasiklerle aran nasıl? En sevdiklerin?
Hiç iyi değil! Kendileri ile hiiiç anlaşamam! Klasikleri sevmem ama bu hiç okumadım demek değil! Uğultulu Tepeler, Aşk ve Gurur ve Jane Eyre benim favori klasiklerim :) hatta diğerlerini sorsan şuan hatırlamam ama bu üç kitap… çok hoşuma gidip de keyifle okuduklarımdan.
Bir şey itiraf edeyim mi? Uğultulu Tepeler’i de Twilight kitabında Bella okuyordu onda gördükten sonra okudum ve çok sevdim! =)
39) Baya baya yazıyorsun! Gerçekten iyisin bence! “Sıradan Bir Hayat”ın en sıkı okuyucularından biriyim. Çoook güzel bir konu bence, belki de ben de hukuk okuduğum için bu kadar yakın gelmiştir bana. Bu adı nasıl buldun? Bu hikaye nasıl ortaya çıktı? Ne zamandan beri yazıyorsun?
En kolay cevap vereceğim soru oldu bu :) uzun  bir geçmişim yok bu konuda ilk denememi lise döneminde yapmıştım Edebiyat öğretmenimizin verdiği kelimelerden hikaye oluşturacaktık ve bende oluşturdum, o hikayem hocamızın seçtiği hikayelerle beraber kitapçık haline getirildi ve hikayesi bulunan öğrencilere verildi. Hala saklarım :) ondan sonra 2008’te Twilight fanlarının oluşturduğu bir forum sitesinde yazdım… Hatta SBH’de orada fan fiction olarak yazılmıştı. Hani arada düzenliyorum diyorum ya işte o da Edward Cullen ve Bella Swan hikayesiydi. Yeni karakterlerle yeniden düzenlendi SBH. 2008-2009 arasında bir yerler oluştu SBH ve o senelerden sonra ilk olarak bu yıl blogda yayınladım. Adı nasıl oluştu bilmiyorum bu konuda çok yeteneksizim… ama birden bire “Sıradan Bir Hayat” olsun dedim ve ona göre yazmaya başladım. Ha, ondan sonra yazdığım birkaç kurgu daha var ama yarım bir şekilde bekliyorlar belki bir gün tamamlarım. Onun haricinde küçük hikayelerim var… aralarında bazıları cidden çok severek oluşturduğum kurgular :) öyle işe :) acemi bir ben ve acemi bir kalem ;)
40) Hikayeyi yakında bitireceksin. Çok üzgünüm! Neden bunu yapıyorsun, devam etsen şöyle en azından bir 10-15 bölüm daha okusak.
Ahh hayır, devam edemez! Etmemeli! Çoğu zaman okuduğum kitaplardan uzatmak adına saçmalamaları rahatsız edici bulurken aynısını benim yapmam çok ikiyüzlülük olur bence! O yüzden tadında kalmalı ve 2-3 bölüme kadar bitmeli… hatta dediğim gibi Şubat bitmeden de bitecek :)
41) Bu hikayeni kitaplaştırmak gibi bir düşüncen var mı? Ya da ileride bir kitap yazmayı düşünür müsün? Bence yazdıkça daha da iyi oldun, cidden düşünmelisin bunu.
Hayır, ne yazık ki öyle bir düşüncem yok! Ben bunun için yeterli bulmuyorum kendimi. Benden daha üst düzeyde yazan insanlar varken aralarına girip de yazar dedirtmek kendime, onlara haksızlık gibi geliyor. Düşünsene bir Meral Kır, Fatma Erdek kaleminin yanında benim kalemimin lafı bile edilmemeli… Bence kitap olması için yeterli seviyede değil kalemimi :)
42) Şunu da merak ediyorum. En çok romantik-aşk kitaplarını okuyorsun. Ben de çok seviyorum bu türü. Bunun özel bir sebebi var mı? Ve okudukların içinden en beğendiklerin desem?
Ahh evet… aslında normalde ben daha çok polisiye severdim hem filmlerde hem kitaplarda ama Judith McNaught ardından Julie Garwood derken peşinden gelen aşk romanı yazarları beni bu türe bağımlı yaptı! Sanırım böyle aşkların gerçek hayatta var olmayacağını düşündüğüm için bu aşkı kitaplarda okuyarak kendimi memnun ediyorumdur bilemiyorum… :) ya da henüz gerçekten aşkı tadıp da kalbimi kıpırdatacak birine kapılmadığımdan şimdilik bunun eksikliğini kitaplarla tamamlıyorumdur. Bilemiyorum…
En beğendiklerim… buna son zamanlarda okuduklarımdan söylemek istiyorum geçmişe gidersek çoook uzun bir liste vermem gerekebilir.
Tersyüz, Aşkı Seçtim, On Küçük Nefes, Sessiz İntikam, Aşka Var mısın, Nefes Serisi (Parodi’den çıkan)… bunun gibi niceleri… Ahh ama tabi ki J.McNaught’u ve J.Garwood’u başlıca öneririm :)
43) Erotik romanslar olmazsa olmaz. Çok da fazlalar artık. Onlar ve özellikle kapakları hakkında ne düşünüyorsun? En beğendiklerin? Malum, çoğu birbirinin aynısı.
Imm… evet erotik romanslar… son zamanlarda beğendiğim bir çok konuya ev sahipliği yapan tür… En beğendiklerimin başında Fifty Shades of Grey’in geldiğini söylememe gerek yok sanırım ;) Onun haricinde keyifle okuduğum Günahkarlar Turnede Serisi (Olivia Cunning)…. Onun haricinde düşünüyorum da o kategori altında o kadar çok kitap çıktı ki aslında o türde olmayan… Mesela her ne kadar kapağı öyle görünüyor olsa da Olimpos Yayınları’ndan çıkan Tahrik… Driven serisinin ilk kitabı ve erotik romans olarak lanse edildi kapak tasarımı dolayısıyla ama hayır o güzel bir aşk romanıydı ve içerisinde de her aşk romanında denk geldiğimiz sevişme sahneleri vardı… Sanırım artık birileri bunun ayrımını ciddi anlamda yapmalı. Bunun gibi gösterilen birkaç kitap sayabillirim sana…
Çırılçıplak, kapak tasarımı öyle görünse de hayır erotik romans değildi. Gabriel’in Cehennemi öyle lanse edilse de hayır erotik romans değildi üstelik mükemmel bir aşk romanıydı. Uçuşta Serisi, her ne kadar öyle görünse de hayır o da erotik romans değil… onda da sevişme sahneleri bu kategoriye girecek boyutta değil.
Ahh bir de Syvia Day Crossfire serisinin ilk kitabı Sana Soyundum’u okudum devamını getiremedim pek beğenmedim, ama o da erotik romansa aday diyebilirim ;)
Ama şunu itiraf edeyim, kapak tasarımları çok güzel olmanın yanında bazen çok da cürretkar oluyorlar. Mesela Olivia Cunning’in yeni kitabı çıkıyor kapak tasarımı vuhuuu demenin yanında fazla cürretkar :) 
 44) Bu kadar aşk okuyan biri olarak, sence romantik bir kitapta neler olmalı?
Romantik kitapta aşk olmalı başka ne olacak ;) hehe :) kesinlikle bir yakışıklı olmazsa olmazı gerisi önemli değil :P güçlü bir şekilde kaleme alınmalı, duyguyu okura hissettirebilmeli yazar ve o aşk o karaktere yakışmalı. Havada kalmamalı, damdan düşer gibi olmamalı… ince detaylarla işlenmeli… işlenirken de okura hissettirmeli… Eğer aşık bir çiftle başlıyorsa da kitap, o aşk kitabın sayfalarında kokmalı, okurun beynine akmalı…
Böyle işlenen aşkı bulmak zor, ama var… işte o kitaplar da başımızın tacı! :)
45) “Historical Hunters” desem tanıdık gelir sanırım. Nerelere kayboldunuz?
Hahahaha :) Historical Hunters, bir durgunluk dönemi yaşadı ama geri dönüşe hazırlanıyor… bomba gibi gündeme düşecek merak etme ;)
46) En sevdiğin historical kitaplar neler?
McNaught, Garwood, Quinn ve B.Joyce haricinde mi? :) Pamela Clare kitapları, Tracy Anne Warren, Monica McCarty kitaplar… bunların her çıkan kitabını arka kapak konusuna bakmadan alıyorum. Gerçi Tracy Anne Warren çıkarmıyor artık Koridor ama inş başka yayıncılar keşfeder yazarı. Son zamanlarda Laura Londan ,Evangeline Collins ve Julianne MacLean kalemini çok beğenerek okuyorum. Özellikle E.Collins çok aykırı, değişik bir şekilde yazıyor historical romance türünde ve hoşuma gidiyor. Tavsiye ederim :)
Kitaptan biraz uzaklaşıp, farklı konulara değinelim biraz da..
47) İzlemekten en keyif aldığın film türü nedir ve favori filmlerin?
Diğer kızların aksine filmlerde ‘action’ severim. Efektli, patlamalı, vurmalı, adrenalin dolu filmleri… Ha romantik komedide izliyorum ama seçmek zorunda kalsam her zaman ‘action’ derim.=) Korku filmleri asla izlemem, sebebi korku romanlarını okumama sebebimle aynı :) İçerikli filmleri de severim, ama o türü kaldıracak ruh halindeysem :) En favori filmlerim… bu zor oldu ama ya :D Sıralıyorum hazır mısın? Amistad, Sevgini Gücü (sanırım bu isimle yayınlandı Türkiye’de ama Leon orijinal adı), Greace, Esaretin Bedeli… bunlar favori filmlerim hani izlemekten asla sıkılmayacağım filmler :)  
48) En beğendiğin yerli-yabancı oyuncular?
Ohooovvv…. Şimdi buna salya akıtarak izlediklerimi mi söyleyeyim yoksa cidden oyunculuğunu takdir ettiğim için izlediklerimi mi? :) Pekala, Morgan Freeman, Anthony Hopkins, Antonio Banderas, Catharine Zeta Jones, Cameron Diaz, Jennifer Aniston, Collin Farrell, Nicholas Cage… daha bir sürü yazabilirim bunun gibi. Bunlar cidden oyunculuklarını beğendiğim ve filmlerinden keyif aldığım oyuncular.  
49) Favori müzik türü ve şarkıcıların peki?
Özellikle her şarkısını dinlediğim şarkıcılarım yok. Dinlediğim müzikler ve şarkıcılar ruh halime göre değişiyor ama son zamanlarda Maksim Mrvica, Ildivo, Enrique İglasias, Linkin Park müzikleri hoşuma gider her zaman dinlerim. Bunların haricinde de ara ara Beyonce, Rihanna, J.Lopez, One Republic, Jessie J şarkılarından bazılarını dinlerim. Son zamanlarda ise Indila çok dinliyorum bir de Taylor Swift’in Black Space, Ariana Grande’in Love Me Harder ve Selena Gomez’in The Heart Wants What it Wants, Ellie Goulding Love Me Like You Do (nedenini tahmin etmek zor değil ;)) ve yine Ellie Goulding Beating Heart çok dinliyorum.
Ama dediğim gibi müzik zevkim çok değişkendir. Bazen klasik müzikte takılıp kalmışken bir den rocka geçiş yapabiliyorum.
Ahh bu arada Indila-Mini World ve Enrique Iglasias – Finnally Found You şarkılarını dinle bayılacaksın :)
50) En sevdiğin yemekler? Yemek demedim bak, seçmek çok zor çünkü.
Ahaha benim için zor olmasa gerek çünkü yemek seçen biriyimdir öyle çoook sevdiğim yemekler yoktur ne yazık ki ama yedi yirmi dört önüme konsa keyifle yiyeceğim şey karnabahar salatası ve kır pidesi derim. Bu soru benim için en kolay sorulardan oldu :) cidden yemek konusunda oldukça cinsimdir öyle ki köfte yerim ama yemekte kıyma yemem mesela ;)
51) Hangi takımlısın, takip ettiğin ve yaptığın bir spor dalı var mı?
Yaptığım spor yok ne yazık ki çoook üşengeç ve hevesi çabuk geçen biriyimdir o yüzden spor yapmam, takip etmem ama koyu bir Fenerbahçeli’yim. Maçlarını takip etmesem de(stada gidersem keyifle izlerim) şampiyonluk kutlamalarına Cadde’ye giderim, lisanslı formamı da alırım ;)
52) Fırsatın olsaydı hangi ülke ve şehirde yaşamak isterdin?
Düşünüyorum da… öyle bir yer yok ne yazık ki :( ama küçük sahil kasabası türünde yerleri tercih ederdim. Bu yüzden yazları Gemlik’e gitmek benim için büyük bir nimet. Küçük sahil kasabası gibi bir yer… Oraya temelli yerleşmek ister miydim bilemiyorum ama oraya gitmekten keyif aldığımı söyleyebilirim. Onun haricinde yabancı bir ülke seçmek gerekirse kesinlikle İskoçya… bana bir İskoç lazım :D
53) Gitmeyi en çok istediğin 5 yer?
İskoçya (Skye Yarımadası), İtalya, İrlanda, Venedik, Rusya (beyaz gecelerini çok merak ediyorum :))
54) Moda senin için ne ifade ediyor? Giydiklerini neye göre seçersin?
Moda, benim için hiçbir şey ifade etmiyor demeyi isterdim ama yine de çok şey ifade ettiğini de söyleyemem. Ona göre giyinmem… sırf moda diye de alıp giydiğim hiçbir şey yoktur tabi beğendiysem alırım orası ayrı… ve bana yakıştığını düşünüyorsam. Zevkime göre giyinmeyi tercih ederim, sırf moda popüler diye seçip almam hiçbir şeyi… Rahatlık her şeyden önce gelir diyenlerdenim, çoğunlukla kıyafetlerimde ona göredir :) Kotlar vazgeçilmezlerimdir, ama tabi arada topukluya da uygun şeyler tercih ederim.
55) Bunu kızlara sormazsak olmaz. En sevdiğin 3 makyaj malzemesi nedir? Marka söylemek serbest bu arada!
Marka yok reklama karşıyız :P hehe Makyaj yapmayı pek bilmem, bu yüzden de benim makyaj anlayışım kalem, rimel, rujdur… Kalem dediğime bakma eyeliner ;) üç tane dedim tabi arada pudra ve allık da kullandığım olur ;) marka söylemedim yalnız ısrarla söylemeyeceğim, marka takıntım yoktur dediğim gibi makyaj bilgim de yoktur o yüzden genelde yönlendirmelere göre alırım :)
56) İstanbul’da yaşıyorsun.. Bana İstanbul’un en sevdiğin ve sevmediğin şeylerini söyle desem?
İstanbul’un en sevmediğim şeyleri; trafiği, insan çeşitliliği ve kalabalığı… En sevdiğim özelliği de büyük şehir olmasından kaynaklı olarak her istediğin şeye ulaşabiliyor olmak. Aradığın bir şeyi bulamama gibi bir durumun olmuyor bunu seviyorum ama bir gün İstanbul’dan gidersem de burayı arayacağımı sanmıyorum. Anti İstanbul gibi konuştum :D
 57) En sevdiğin çizgi filmler neler?
Tom ve Jerry :D Şeker Kız Candy ve... yok sanırım başka hatırlamadım :) ama şunu söyleyeyim hala oturup izlerim bunları :) içimdeki çocuğu yaşatmayı seviyorum.
58) Yurtdışına hiç çıktın mı? Çıktıysan, en beğendiğin yer neresi oldu?
Evet, çıktım. Almanya’ya gittim, Frankfurt’a. Gittiğimde henüz küçüktüm liseye bile geçmemiştim ya da geçeceğim yazdı o yüzden pek net hatırlamıyorum… dolayısıyla da beğendiğim yeri söyleyemem ama çok net hatırladığım bir şey var, geri geldiğimde İstanbul’un kalabalığını özlediğimi hissetmiştim. Oradakiler pek tavuk gibi yaşıyorlardı o zamanlar :) ya da henüz ben küçük olduğum için gençlerin hayat tarzlarına ayak uydurmamıştım bilemiyorum :)
59) Tanışma fırsatının olduğu 3 ünlü isim olsaydı bunlar kim olurdu? Yazar, sanatçı, oyuncu herkes dahil.
Hmm… kesinlikle Kellan Lutz derdim o benim ergenlik aşkım :) Twilight’ın patlama yaptığı dönemlerde herkes Edward – Robert diye çığırırken ben Kellan derdim :) Onun haricinde… düşünüyorum da öyle deli gibi tanışmka istediğim başka kimse yok… ama Jamie Dornan fena olmazdı ;) Ahhh bir de Sam Heughan… Ahh Outlander dizisi tam bir Sam hayranı yaptı beni :)
60) Sohbet etmek istediğin 2 tarihi kişilik?
Tarihi mi? Hmmm bu işte zor oldu ya… Tarihi kişilik… Ahhh evet buldum Abraham Lincoln ve Atatürk! Kısa, net ve öz bir şekilde klasik bir cevap verip kaçarım ben :)
61) Yabancı dizi önerilerin? Neler izliyorsun bu ara?
Dizi izlemiyorum bir tek Outlander var izlediğim o da zaten ara verildi Nisan ayında başlayacak onu bekliyorum onun haricinde yerli yabancı dizi izlemiyorum. Heveslenip başlıyorum sonra kitap okumama engel oluyorlar sonra çok uzatıyorlar derken soğuyorum bu yüzden de pek izlemiyorum dizi, ama senin önereceğin bir şeyler varsa söyle izlerim keyifle :)
62) “Ölmeden mutlaka yapmak istiyorum.” Dediğin şeyler elbet vardır. Çok özel değilse birkaçını bizimle paylaşır mısın?
Düşünüyorum da bu soruya sanırım cevap veremeyeceğim, sanırım mutlaka yapmak istediğim bir şey yok… çok ilginç… ahh şey olabilir mesela, fenomeni olduğum bir kitabın filmi uyarlamasının galasına gitmek isterdim, ilk gösterimini izlemek, oyuncularıyla beraber… fena olmazdı ama tabi hayal olur bu benim için sadece ;) bu sayılmaz bu soruya cevap… neyse ben bu soruyu es geçiyorum :D
Geçiyorum “O mu bu mu?” sorularına.
Çay mı kahve mi? Herkesin ilk sorusu da bu olmuş fark etmeden ama en temel soru yani.
Kahve :) bu sorulara kısa ve tek kelimelik cevaplar vereceğim sanırım :)
Erotic romance mı tarihi aşk mı?
Tarihi aşk romanları
Peki romantik mi fantastik mi?
İkisinden de birazcık... :P
Müzik dinleyerek okumak mı dinlemeden okumak mı?
Yine ikisinden birazcık…
Epsilon mu Aspendos mu?
Aspendos (son zamanlarda favori yayınevlerimden oldular :))
Kitapçıdan kitap almak mı internetten kitap almak mı?
Kitapçıdan kitap almak.
Facebook mu twitter mı?
Facebook.
Kedi mi köpek mi?
Köpek.
İstanbul mu Bursa mı? Tamamen sana özel düşünüldü bu soru, biraz zor oldu galiba.
Ahaha :D İstanbul! Eğer ki İstanbul mu Gemlik mi deseydin şüphesiz ki Gemlik derdim ;)
 Bu da sana özel geliyor! Siyah saç mı kahverengi saç mı sence?
Kahverengi :) aslında saçlarımı hiç siyaha boyatmadım, koyu kahveye boyatıyordum o da siyah gibi duruyor ;)
Judith mi Julie mi?
Hileli soru bu ama… :( Judith yok Julie… yok yok Judith… tamam ikisi de :D
Royce mu Jason mu?
Her zaman Westmoreland der Royce’u seçerim :)
Tuna Üstüner mi Doruk Akman mı? Soru gibi soru oldu valla!
Hem de ne soru gibi soru ama… aşkıma sadık kalıp Doruk Akman diyorum :)
 Pekii…. Ali’m den Ali mi Yağız Aslan mı? Güzel oldu güzel bu da.
Ühüüüü… ikisini de alamaz mıyım? Ali diyorum… Yağız fazla doktor :D nedense Aylardan Aşkı okurken de Yağız diye ölüp bitmedim ben yav :D
Bitter çikolata mı sütlü çikolata mı?
Sütlü çikolata.
Hiç yalan mı karşındaki üzmemek için çok hafif beyaz yalanlar mı?
Hafif beyaz yalan.
Lise mi üniversite mi?
Üniversite.
Artık mezunsun, bunu merak ediyorum. Öğrencilik mi iş hayatı mı?
Ühüüüü…. Öğrencilik! Hep derim öğrenciliğin kıymetini bilin o yılları daha sonradan çok arayacaksınız!
Işıl Parlakyıldız mı Meral Kır mı?
Meral Kır!
Brandon mu Hudson mu?
Hudson kim? Vallaha hatırlamadım kimdi :D Brandon diyeyim bu ismi hep sevmişimdir :P
 Gabriel mi Gideon mu?
Gabriel :)
Whitney mi Jennifer mı?
Jennifer Merrick Westmoreland :D
Makarna mı pilav mı?
Makarna
Mutlu sonlar mı gerçekçi sonlar mı?
Mutlu sonlar.
Şimdi de, bu aralar sorularına geldik.
Bu aralar, en çok neye seviniyorsun?
Fifty Shades of Grey’den gelen yeni görüntülere :)
Bu aralar, en sık kimleri dinliyorsun?
Ellie Goulding ve Arianna Grange
Bu aralar, izlediğin bir film var mı? Varsa, kısaca yorumun?
En son Divergent’ı izledim ve bayıldım! :) kitaplarını okumadım ve filmi izledim ilk olarak, efektleri, kurguyu, konuyu çok beğendim. Oyunculukları da oldukça iyi iş çıkarmışlar bence.
Bu aralar, ne okuyorsun? Yorumun?
Şuanda Aspendos’tan çıkan Nicole Williams’ın Sana Vuruldum kitabını okuyorum. Bence birçok şeyde yetersiz bir kitap... Duygular çok yüzeysel… olmamış sanki çok acemi bir kalemden çıkmış gibi…
Bu aralar, kendini en çok nasıl hissediyorsun?
Sıkılgan hissediyorum. Bütün bir hafta böyleydim, her şeyden sıkılır moddayım şuanda :( iki günde bitecek bir kitap elimde kaç gündür oyalanıyor mesela :(
En çok hangi duyguyu yaşıyorsun?
Mutluluk ve huzur!
Bu aralar, en çok neye zaman bulamıyorsun?
Gezmeye :( arkadaşlarımla buluşup dedikodu yapmaya :(
Bu aralar, en sık kimle konuştun?
Üniversiteden arkadaş grubumla… yoğun bir telefon trafiği söz konusu ;)
Bu aralar, hayatının en çok hangi kitabın içinde olmak isterdin?
Seni Sevmek İstemedim kitabının içinde olup, Pınar’ın yerinde olmak isterdim. Doğan gibi bir erkekle aşk dolu bir hayat şuanda oldukça cazip geliyor ;)
Son olarak, senin bloğunu neden takip etmeli sence insanlar?
Ahah, çalışmadığım yerden çıktı bu soru :) bilmem ki… bence bu sorunun en iyi cevabı takipçilerden gelir… Bir blog yazarının yazdığı her yazıyla keyif aldığını görüp birkaç yorum ve alıntı okumak istiyorlarsa blogun kapıları açık der kaçarım :)
Seni diğerlerinden ayıran yön nedir?
Hmm… bu soruyu ne yönden sorduğunu anlamadım. Her kesin kendi tarzı, düşünce yapısı vardı bu da ayırıcı bir özelliktir bence… beni diğerlerinden ayıran şey düşünce yapım ve tarzımdır başka bir şey değil. Zaten yeterince sıradanım ;)
Ve söylemek istediğin ekstra bir şey var mı?
Evet var… sorulara çok alakasız cevaplar vermiş olabilirim olabilirim, dilerim okurken benim cevap verirken eğlendiğim kadar eğlenir hoş vakit geçirirsiniz :)
Çok teşekkür ederim tekrar katıldığın için. Ben çok eğleniyorum bu işte yer yer yorulsam da. Senin gibi herkesin sevdiği isimlerin olması da ayrı güzel!
Herkesin sevdiği isim fazla iddialı olmadı mı? Eminim benden hoşlanmayanlarda vardır.
Bende böyle bir teklifle bana geldiğin için teşekkür ederim, cidden onur duydum. Kendimi birilerine sevdirmiş olmak, onların varlıklarını yanımda hissetmek müthiş bir duygu. Çok teşekkür ederim bende :)



3 yorum:

  1. Yine muhteşem bir röportaj olmuş, ellerinize sağlık kızlar! :D Keyifle okudum ^^ Ve Kellan Lutz *.* Ben de hep Edward yerine Emmett diyen tayfadandım ya ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten Emmett daha doğrusu Kellan varken başka birini görür mü ki göz yav :D Ahhh ahhh gamzelerine ölürüm ben onun yav :)

      Sil
    2. Edward varken Emmett'i kim ne yapsın yahu, sizi kınıyorum. :D Eğlenceliydi falan ama o kadar yani. :D Ona bakılırsa, Jason'un gizemi kimsede yok. :D Kellan da iyidir de sizin kadar değilim ben. :) Yorumlar için teşekkürler kızlar. :)

      Sil